Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4634 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16930 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR- Davacı vekili, davalı hakkında ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/1445 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının takip dayanağı senetteki imzaya itiraz etmediğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının tefecilik yaptığını, davacıdan 01.07.2005 tarihinde 3.000,00 TL aldığını, imzalı boş senet verdiğini, aradan 10 yıl geçtiğini, 2014 yılında bu senedin 6.650,00 TL olarak takibe konulduğunu, halbu ki bu senet bedelinin 6.650,00 TL olarak daha önceden ödendiğini, senet altındaki imzanın kendisine ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının takibe dayanak zamanaşımına uğramış bonodaki imzasını inkar etmediği, senedi boş olarak imzaladığını, senet borcunu ödediğini savunduğu, ancak senedin davacının elinde bulunduğu, senedin davacının (alacaklısının) elinde bulunmasının ödenmediğine karine teşkil ettiği, davacının boş olarak verdiği senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, senet borcunu ödediğini usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerektiği, ancak davalının bu iddialarını ispat edemediği, zamanaşımı def’inde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK hükümlerine göre yazılı yargılama usulünde ilk derece yargılaması beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar, davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılama ve hükümdür. Davanın açılması üzerine dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Ön incelemede öncelikle dava şartları (HMK m. 114-115) ve ilk itirazlar incelenir (HMK m. 116-117). Dava şartları mevcutsa ve ilk itirazlar yerinde değilse iddia ve savunma içinden tarafların uyuşmazlık noktalarının neler olduğu belirlenir. Taraflar ön inceleme duruşmasında sulhe teşvik edilir. Ön inceleme duruşmasından sonra mahkemece hak düşürücü süreler ve zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’iler incelenerek karara bağlanır (HMK m. 142).Mahkeme ön inceleme aşamasından sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK m. 138-142). Ancak mahkemenin ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması, hak düşürücü sürenin geçmiş olması veya zamanaşımı def’inin dinlenebilir olması gerekir. Mahkemece bu nedenler dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse HMK’nun 143 vd. maddeleri uyarınca tahkikat aşamasına geçilmeli ve özellikle HMK’nun 147. maddesi uyarınca taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilmelidir. Mahkemece 6100 sayılı HMK hükümlerinde öngörülen yargılama kesitlerine uyulmadan ön inceleme tutanağında yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.