Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 46 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15130 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R - Davacı vekili, davalı hakkında dava dışı bir banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, söz konusu ipoteğin fekki için müvekkilinin davalıya 285.970,00 TL borç verdiğini ve davalının banka hesabına havale yapmak suretiyle ödeme yaptığını, davalının ödünç olarak almış olduğu parayı iade etmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, üzerine ipotek konan söz konusu taşınmazların sahibi ile davacının taşınmazlar üzerine villa inşaatı yapmak üzere anlaştıklarını, davacının müvekkilinden 285.970,00 TL karşılığında ipoteğin fekkini talep ettiğini, anlaşma gereğince davacının söz konusu tutarı yatırdığını ve ipoteklerin kaldırıldığını, yatırılan bu bedelin borç olarak verilmesinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; kural olarak havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcut olduğu, ancak dava konusu banka dekontu üzerinde ".... Borcuna karşılık yatan 10-11 parsel ipotek fekki verilmesi" açıklamasının yer aldığı, söz konusu banka havalesi ile davalıya ait kredi borcunun kapatılması ve 10-11 parselde bulunan taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin fekkedilmesinin amaçlandığı, bu açıklama karşısında yasal karinenin davalı lehine uygulanmasının mümkün bulunmadığı, davacı tarafından havale yoluyla gönderilen tutarın davacı iddiasının aksine ödünç alınmadığının ispat yükünün davalıya ait olduğu, ancak davalının iddiasını yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 285.970,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağın likit olmadığı gözetilerek davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince; dava konusu alacak banka havale makbuzuna dayalı olup, likit (bilinebilir-belirlenebilir) nitelikte olduğundan İİK'nun 67/2 maddesi uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.