Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4463 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 180 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 23. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 03/07/2012NUMARASI : 2011/113-2012/172Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temlik alan G.. V.. A.Ş.vekilleri Av.E.. Y.. ve Av.M.. U.. ile davalı asil Ö.. E.. ve vekilleri Av.Z.. T.. ve Av.Ü.. B..'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan asil ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı G.. İ.. San. Tic. A.Ş arasında akdedilen ve davalı Ö.. E.. ile dava dışı E.. Emaye San.ve Tic. A.Ş, A.. E.. E.., E.. E..ve E.. Holding A.Ş'nin müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılan ve ödenmeyen kredinin tahsili için müvekkili tarafından İstanbul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5493 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin takibe dayanak kredi sözleşmelerinden kaynaklanan bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin 15/02/1997 tarihli 350.000 USD bedelli, 07/07/1998 tarihli 250.000 USD bedelli kredi sözleşmelerinde imzasının bulunduğunu, anılan kredi sözleşmelerinin süreli olduğunu ve kullanılan kredinin ödenerek kapatıldığını, 23/09/1998 tarihli 165.000 DM bedelli kredi sözleşmesinin davacı ile merkezi "D.. S.. Bölgesi Hasan Y.. Cd. No:1.. Tuzla/İSTANBUL" da bulunan İstanbul/Kadıköy Ticaret Sicil Memurluğu'ndan 24989 sayı ile kayıtlı farklı bir şirket arasında ihracatın prefinansmanı için sadece bir defaya mahsus olarak kredi kullandırılmak üzere açıldığını, kredi sözleşmesine istinaden bu şirket adına takip yapılmadığını, 13/04/1999 tarihli 500.000 USD bedelli ve 16/04/1999 tarihli 500.000 USD bedelli kredi sözleşmelerinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, müvekkilinin kefil olduğu kredilerin tamamının ödenerek kapatıldıktan sonra, müvekkilinin bilgisi dışında G..i.. Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye tesis edilen kredilerin tamamının eski kredilerden bağımsız “teminat senedi, müşteri çeki, teminat ipoteği karşılığı“ olarak verilen krediler olduğunu, müvekkilinin bilgisi dışında açılan bu yeni kredilerin dahi 2008 senesinde kapatılarak ipoteklerin fek edildiğini, davacı bankanın elinde kullandırdığı kredinin üç katı tutarında teminat bulunduğunu, davacı banka tarafından aynı alacak ile ilgili olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını ve takipten elde edilecek gelir ile iş bu davanın konusuz kalacağını, ayrıca müşterek borçlu müteselsil kefil olan şirketlerden E.. Holding A.Ş.'nin G..i.. Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ilgili teminat mektubu karşılığı olarak davacı banka hesaplarında bloke konulan 247.000 USD mevduatı olduğunu bildirerek davanın reddi ile müvekkili lehine %40'tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan 15/02/1997 tarih 350.000 USD bedelli, 07/07/1998 tarih ve 250.000 USD bedelli ve 23/09/1998 tarih 165.000 DEM bedelli sözleşmelerin davalı Ö.. E.. tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalandığı, imzalanan sözleşmelerin genel kredi sözleşmesi olup, çerçeve niteliğinde olduğu, davalının kefil olduğu bu sözleşmeler kapsamında kullandırılan prefinansman ihracat kredilerinin ödenmiş olmasının davalının genel kredi sözleşmesi kapsamında sorumluluğunun ortadan kalkması sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5493 E. sayılı dosyasında davacının davalıdan taleple bağlı kalınarak 881.306,27 TL'si asıl alacak olmak üzere 903.360,96 TL nakti ve 178.858,68 USD teminat mektubu riskinden kaynaklı gayrinakdi depo alacağı bulunduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptaline, nakdi alacak yönünden; asıl alacak 881.306,27 TL ye takipten itibaren %66 temerrüt faizi ve %5 genel gider vergisi uygulanmak ayrıca gerek İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün ipotekli takibe ilişkin 2009/1350 E. sayılı dosyası ve gerekse diğer tahsilatlar yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davalı borçlunun nakdi alacak üzerinden %40 icra inkar taminatıyla sorumlu tutulmasına, gayrinakdi alacak yönünden; 178.858,68 USD teminat mektubu riskinin davalıdan tahsili ile davacı banka nezninde açılacak faizsiz USD hesabında depo edilmesine, bu süreçte teminat mektubunun tazmin edilmesi ve alacağın nakdi alacağa dönüşmesi halinde tazmin tarihinden itibaren teminat mektubu miktarına 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince uygulanacak yasal faiz ve %5 genel gider vergisi ile birlikte, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalının %40'a tekabül eden 361.344,38 TL icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı bankanın (G.. V.. Yönetimi A.Ş.'nin) alacağının genel kredi sözleşmelerine dayalı olduğu ileri sürülmüş ve davacı banka bu yönde sözleşmeleri dosyaya ibraz etmiştir. İncelenen sözleşmelerin bir kısmında davalının imzası bulunmamaktadır. Kefil davalının kendi imzasını taşıyan genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak borçluya kullandırılan kredilere kefil davalı, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur. Ne var ki, alınan bilirkişi raporunda kredi alacağının hangi sözleşmelerden kaynaklandığı ve davalının sorumlu olduğu borç miktarı yeterince incelenip araştırılmadığı gibi rapor Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Diğer yandan borçluya kullandırılan kredinin teminatı olarak taşınmaz ipoteklerinin alındığı, borç devam ederken bir kısım ipoteklerin kaldırıldığı ve kendi durumunun ağırlaştırıldığı davalı kefil tarafından ileri sürülmüş, ancak mahkemece bu yön üzerinde de durulmamıştır. Bu durumda öncelikle davalı kefilin imzasını taşıyan sözleşmelerden doğan bir borç bulunup bulunmadığının belirtilmesi ve daha sonra kefilin durumunun ağırlaştırılıp ağırlaştırılmadığının irdelenmesi yönünden konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına hükmedilen 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.