MAHKEMESİ : Aydın 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/06/2013NUMARASI : 2012/339-2013/445Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasındaki genel kredi sözleşmesini davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, genel kredi sözleşmesi altındaki imzanın davalı tarafından kefil olma iradesi olmaksızın atıldığını, müvekilinin okuma yazma bilmediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, 28/12/2010 Tarih, 2008/473 Esas ve 2010/587 Sayılı Karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemiz'in 15/02/2012 Tarih, 2011/8822 Esas ve 2012/2153 Sayılı ilamı ile "Anayasanın 141/3 maddesi "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir. HUMK 388 ve HMK 297 maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3. bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, red ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Yerel Mahkeme kararında davanın kısmen kabulüne ilişkin gerekçeler karar yerinde gösterilmemiştir. Bu nedenle gerekçesiz şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının kredi sözleşmesinde imzası bulunduğundan sorumlu olduğu, banka yazısına göre en yüksek faiz oranının TL için yıllık %36 olarak belirlendiği, bu oranın % 100 fazlasının temerrüt faizi olarak uygulanacağına dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, ek raporda belirtilen asıl alacak miktarına bankanın bildirdiği temerrüt faiz oranının uygulanmak suretiyle re'sen yapılan hesaplama sonucunda borç miktarının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 152.707,34 TL asıl alacak, 5.650,17 TL işlemiş temerrüt faizi, 282,50 TL %5 BSMV gideri, 140 TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 158,780,01 TL üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %36 temerrüt faizi uygulanmasına ve davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı banka ile davalı kefil arasında 16/11/2006 tarihli kredi sözleşmesi imzalanmış, kredi limiti 286.000 TL olarak belirlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun kefilin sorumluluğuna ilişkin hükümlerine göre kefil sözleşmedeki limit ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sorumludur. Davalının, kefil olduğu kredi sözleşmesinden önce kullandırılan ve kefili olmadığı kredi sözleşmelerinden dolayı davalı kefili sorumlu tutmak mümkün değildir. Mahkemece davalının kefil olduğu kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi miktarının tesbit edilmesi amacıyla banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak kefalet limiti ve kefilin temerrüdü hükümleri de dikkate alınarak alınacak bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.