Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4253 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7320 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında davalı tarafından üretilen Javsu Markalı ürünlerin satışı konusunda 11.10.2010 tarihli sözleşme çerçevesinde davalı tarafından taahhüt edilen 695.142 koli ürünün teslim edilmemesi sebebiyle müvekkilinin müşteri kaybına uğradığını, davalıya keşide edilen... 16. Noterliği'nin 27.04.2011 tarihli ihtarnamesi ile teslimi yapılmayan ürünlerin tesliminin talep edildiğini, teslim edilmeyen ürün sebebiyle müvekkilinin kar mahrumiyetine uğradığını ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmeyi fiilen sona erdiren davalıdan fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı tutularak şimdilik 1000 TL mahrum kalınan kar ile 10.000 TL manevi zararın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında her iki tarafın edimlerini kapsayan tam karşılıklı yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi müvekkilinin satış miktarına dair bir taahhüdünün de bulunmadığını, sözleşme gereği teminat karşılanmadığı için müvekkili tarafından verilen satış yetkisinin de kullandırılmadığını, teminat karşılanana kadar su satışının azaltıldığını, davacının edimini ifa etmemesi sebebiyle satış yetkisinin kısmen geri çekildiğini, davacı tarafça verilen ileri tarihli çeklerin teminat olarak kabul edilemeyeceğini, sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdiren taraf davacı olduğundan müspet zarar isteyemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; taraflar arasında 11.10.2010 tarihli sözleşme bulunduğu ve davalı tarafından 2011 yılı Nisan ayından itibaren davacıya ürün teslim edilmediği, tarafların birbirine keşide ettikleri ihtarnamelerde sözleşmenin feshedildiğine dair bir ifade bulunmadığı, sözleşmede öngörülen 1 yıllık sürenin dava açılmadan önce 11.10.2011 tarihinde sona ermiş olması sebebiyle sözleşmenin sona erdiği, menfi zarar niteliğindeki kar mahrumiyetini talep eden davacının sözleşmeyi feshetmeden böyle bir talepte bulunamayacağı, kaldı ki sözleşmenin süresi dava tarihinden önce dolmuş olmakla kendiliğinden sona erdiği gerekçesiyle davacının kar mahrumiyetine ilişkin maddi zarar talebinin ve delillendirilmeyen manevi zarar talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı kar mahrumiyeti talebinde bulunmuştur. Kar mahrumiyeti talep edilebilmesi için sözleşme ilişkisinin devam etmekte olması gerekir. Taraflar arasındaki karşılıklı ihtarlara bakıldığında sözleşmenin feshine dair bir irade beyanına rastlanılamamıştır. Esasen sözleşmenin feshedilmemiş olduğu Yerel Mahkemenin de kabulündedir. Talep edilen kar mahrumiyeti sözleşmenin devam ettiği süre içinde kaldığından, dava tarihinden önce sözleşmenin kendiliğinden sona ermiş bulunması da kar mahrumiyeti istenmesine engel teşkil etmez. Bu durumda Mahkemece davacının talebinin bu ilkeler çerçevesinde kar mahrumiyetinin müspet zarar olarak nitelendirilip değerlendirilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle menfi zarar olarak nitelendirilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.