MAHKEMESİ : TARİHİ : 18/12/2014NUMARASI : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirketten faturaya dayalı kurşun madeni konsantresi satın aldığını, davalının 15.185,80 USD tutarındaki bakiye borcunu ödemediğini ileri sürerek faturalara ilişkin bakiye tutarın dava tarihi itibariyle TL karşılığı toplamı olan 26.874,31 TL'nin 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca 30.10.2011 tarihinden fiili ödeme tarihine kadar dolar cinsinden paralara devlet bankalarının bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 26.08.2011 tarihli kurşun konsantresi alımı konusundaki sözleşmeyle kurşunun miktar ve kalitesi açısından davacı tarafça gönderilecek olan kurşun konsantresinin en az %50 kurşun içermesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 8. maddesinde tartım işi, numune alma ve rutubet tayini işleri alıcının antreposunda bilinen teknik metotlarda kantar tartısına göre yapılacağının, bu şekilde tespit edilen yaş ağırlık ve rutubet ödeme hesapları için nihai ve bağlayıcı olacağının düzenlendiğini, gerek Türkiye uygulamasında gerekse uluslararası ticari satışlarda maden alım satımlarında, özellikle maden konsantrelerinin alım satımlarında sevkiyatla birlikte geçici fatura kesildiğini, ancak malın teslimi sonrası final fatura üzerinden ödeme yapıldığını, kurşun konsantresinin sözleşmede belirtildiği şekilde yapılan analiz raporlarına göre % 50 Pb değerinin altında olduğunun tespit edildiğini, yaş ton miktarının 115,04 TL, kuru ton miktarının ise 104,95 TL olarak hesaplandığını, final faturanın yani ödemenin kurşun konsantresi içerisindeki kurşun oranı üzerinden yapıldığını, ödemede esas olanın gönderilen malın kurşun oranı olduğunu, davacı şirket tarafından kesilen geçici fatura değerleri toplamının 76.277,46 USD olduğunu, ancak gönderilen malın değerinin 60.091,67 USD olduğunu ve mal bedelinin tamamının ödendiğini, aradaki fark için iade faturasının düzenlenerek final faturasının oluşturulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, benimsenen 05.05.2014 tarihli bilirkişi raporuyla da taraflar arasında 26.08.2011 tarihli cevher satın alma kontratı düzenlendiği, davacının 25.08.2011 ve 30.10.2011 tarihli faturalarla 115.040 kg kurşun konsantresini davalıya sattığı anlaşmazlığın davacının davalıya gönderdiği malların kurşun konsantresinin %50 oranından düşük olması itibari ile bedelinin nasıl hesaplanması gerektiği konusunda olduğu, bunun da taraflar arasındaki sözleşme uyarınca kurşun konsantre oranına göre bedelinin hesaplanması gerektiği, buna göre davacının davalıya sattığı mal bedelinin bilirkişi tarafından 62.422,01 USD olarak hesaplandığı, davalının yaptığı ödeme 61.091,67 USD düşüldüğünde, davalının davacıya 1.330,34 USD borcunun kaldığı, dava tarihi itibari ile döviz alış kuru dikkate alınarak 1.330,34 USD'nin TL karşılığının 2.343,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı tarafından mal satışına ilişkin düzenlenen 25.08.2011 ve 30.10.2011 tarihli faturaların davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının defter kayıtlarına göre bu faturalardan dolayı davacıya 15.817,79 USD tutarında borçlu olduğunun kayıtlı olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Davalının defterindeki bu kayıtlar davalı aleyhine delil oluşturur. Bu aşamadan sonra davalı birim fiyata ve teslime karşı itirazda bulunamaz. Davalı sözleşmenin 9.maddesi uyarınca analiz yaptırdığını, analiz sonuçlarına göre davacıya borçlu olmadığını bildirmiş ise de, sözleşmenin 9.maddesinde analiz sonuçlarının karşı tarafa yazılı olarak bildirileceği düzenlemesi bulunmaktadır. Davalının teslimden sonra karşı tarafa analiz raporlarının tebliğ edildiğine dair dosyaya belge sunmadığından davalı defterindeki aleyhe kayıtlar uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.