Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 377 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4325 - Esas Yıl 2015





TARİHİ : 25/12/2014NUMARASI : 2013/454-2014/481Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 04.02.2010 tarihinden beri süregelen ticari ilişki kapsamında davalıya ürünlerin USD üzerinden satıldığını ileri sürerek, kur farkı faturasının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından kesilen faturaların TL cinsinden olduğunu ve ticari defterlerinde de TL cinsinden kayıtlı olduğunu, yapılan ödemelerin TL cinsinden olduğunu, müvekkili şirket defterlerine göre borç olarak gözüken 55.079,36 TL' nin takipte itiraz süresi içinde ödendiğini ileri sürerek, davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafından emtia satışına ilişkin fiyat tekliflerinde tarafların USD cinsi üzerinden anlaştıkları, düzenlenen faturaların TL cinsinden düzenlendiği, faturaların üzerinde USD cinsinden o günkü Merkez Bankası döviz kurunun yazılı olduğu, ayrıca fatura üzerinde ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kurunun geçerli olacağının da yazılı bulunduğu, davacının takip tarihi itibari ile 9.893,32.-USD kur farkı alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının takip dosyasına yaptığı kısmi itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kur farkı ve mal satışına ilişkin iki adet faturaya dayalı olarak yapılan ilamsız icra takibine vaki kısmi itirazın İİK'nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde harca esas değer olarak sadece davalının kısmi itirazına uğrayan kur farkı faturası miktarı 19.739,09 TL olarak göstermiş ve harcı bu miktar üzerinden yatırmış ise de dava dilekçesinde talep-sonuç kısmında “takibe itirazın iptali” istenmiş olmakla takip konusu faiz alacağının da talep edildiği anlaşılmıştır. Takipte 417,67 USD %11 değişen oranlarda avans ve reeskont faizi üzerinden işlemiş faiz talep edilmiş olup hükme esas raporda ise %7 üzerinden toplam işlemiş faiz alacağı 340,54 USD olarak hesaplanmış, mahkemece hükümde; “davanın kabulüne kısmi itirazın iptali ile takibin devamına” denilmiş olmak suretiyle peşin harç yatırılmadığı ve bu eksiklik hükümde de tamamlanmadığı halde işlemiş faiz alacağına da hükmedilmiş olmaktadır. Bu durumda 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi hükmü uyarınca eksik peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek takip ve dava konusu işlemiş faiz alacağının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. Diğer taraftan mahkemece hükümde “davanın kabulüne kısmi itirazın iptaline” denilmiş ise de hüküm altına alınan kısmi itiraza uğrayan miktar açıkça yazılmamış olmakla HMK'nın 297. maddesine aykırı olarak infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.