Taraflar arasındaki birleştirilen karşılıklı iflas-menfi tesbit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı İflas davasının kabulüne, birleşen menfi tesbit davasının açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkilinin davalıya sattığı soğutucu dolapların bedeli karşılığında üç adet çek aldığını, 5.1.2001 ve 15.2.2001 keşide tarihli İki adet çek bedelinin ödenmediğini, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibin İflas yoluna çevrildiğini, takibe itirazın kötüniyetli olduğunu ileri sürerek itirazın kaldırılarak davalı şirketin İflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacıya 8.645.000.000.-TL. ödeme yapıldığını, takibin llK.nun 154. maddesindeki yetki kuralına aykırı olduğunu, ödemeleri göstermeyen davacının kötüniyetli bir şekilde takibe geçtiğini belirterek davanın reddini İstemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalının ödemeleri kanıtlayamadığı, teklif edilen yeminin davacı şirket yetkililerince eda edildiği, depo emrinde gösterilen meblağın depo edilmediği gerekçesiyle davalı şirketin iflasına, birleşen menfi tesbit davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. İflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir (IİK. m. 154/1). Ancak icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir (IİK. m. 154/3). Borçlu ve alacaklı yetki sözleşmesi veya yetki şartı İle borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerden başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa o yerin icra dairesi de iflas takibi İçin yetkili sayılır. Somut olayda taraflar arasında yetki sözleşmesi mevcut değildir. Takip dayanağı çeklerde yazılı keşide yeri HK.nun 154/3. maddesinde öngörülen yetki sözleşmesi veya yetki şartı anlamında değildir. Davalı borçlu kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte icra dairesinin yetkisine itiraz etmese bile takibin iflas yoluna çevrilmesi üzerine icra dairesinin yetkisine itiraz edebilir, iflas ödeme emrini alan davalı borçlu süresinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden iflas davasının icra dairesinin yetkisizliğinden dolayı reddi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmasında İsabet görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 7.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.