MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat-itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabul,kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü -KARAR- Asıl davada, davacı ... vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalının tarımsal sulama ürünlerinin satışını ve pazarlamasını yaptığını, ancak ürünlerin ayıplı olduğunu, müvekkilinden yağmurlama boruları satın alan çiftçilerin borularda patlama bulunduğunu beyan ederek ürünlerin çoğunu iade ettiklerini, davalının boruları almaktan sarfınazar ettiğini, ürünlerin ayıplı olması nedeniyle diğer firmaların ürünlerine ilişkin satışların da durma noktasına geldiğini, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, manevi buhran ve üzüntü içine girdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik iade edilen ürünler nedeniyle oluşan zarar ile ilgili olarak 1.000,00 TL'nin ve ciro kaybı nedeniyle 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline, müvekkilinin elinde kalan ve henüz satışı yapılmayan davalı ürünlerinin davalı tarafından geri alınarak bedelinin müvekkiline iadesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada, davalı Özdoğanplast Ltd. Şti. vekili, borularda üretim hatası bulunmadığını, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği mallar nedeniyle zarar görmesinin söz konusu olmadığını, zira davacının yıllık satışının yüksek olduğunu, ayrıca sözleşme gereğince davacının başka firma ürünlerini satmasının yasak olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir. Birleşen davada, davacı Özdoğanplast Ltd. Şti. vekili, davalının satın aldığı mallara ilişkin bakiye 5.231,00 TL borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada, davalı ... vekili, müvekkilinin davacı şirkete borcunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, asıl davada, ayıplı olduğu gerekçesiyle çiftçiler tarafından iadesi yapılıp davacının deposunda bulunan mal bedeli toplamının 1.376,40 TL olduğu, davacının, dava açılmasından önce davacı tarafça davalıya iade edilen mallar nedeniyle toplam 2.355,75 TL, yine davacının deposunda bulunan ve iadesi gereken ayıplı mallar nedeniyle 538,00 TL kar kaybına uğradığı, davacının manevi tazminat talebinin ise haklı görülmediği, davacının dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünün 3 nolu bendinde, davacıya gönderilen ve henüz satışı yapılmayan ayıplı ürünlerin davalı tarafından geri alınarak bedelinin davacıya iadesinin talep edildiği, ancak dava dilekçesinde bu talep yönünden belirtilmiş bir rakam olmadığı gibi usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir dava da bulunmadığı, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise, mal satışları ve ödemeler dikkate alındığında, davacı şirketin 5.231,36 TL alacaklı olduğu, işlemiş faiz talebinin ise yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davacının deposunda bulunan ve ayıplı olduğu tespit edilen ürünlerin davalıya iadesi halinde ayıplı malın bedeli olan 1.376,40 TL' nin davacının talep ettiği 1.000,00 TL' lik bölümünün davalıdan tahsiline, davacının 1.000,00 TL kar kaybının davalıdan tahsiline, davacının henüz satışı yapılmayan ayıplı ürünlerin bedelinin iadesine yönelik talebi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 5.231,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Asıl davada, davacıya farklı talepleri açıklattırılarak talep edilen toplam alacak tutarı üzerinden eksik harcın tamamlanması konusunda süre verilip, eksik harcın tamamlanması halinde, davacının davalı tarafça geri alınmasını ve bedelinin tarafına iadesini talep ettiği, henüz satışı yapılmayan depodaki ürünlerin ayıplı olup olmadığı yönünde inceleme yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde usulüne uygun harç yatırılarak açılmış bir talep ve dava bulunmadığından bahisle, bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Birleşen davada ise, davacı şirket defter kayıtlarına göre, davacı şirket tarafından davalıya gönderildiği belirtilen 22.000,00 TL'lik havalenin neye istinaden gönderildiğinin bilirkişi raporu ile tespit edilemediği görülmüş, davalı tarafça bu havalenin kendilerine ödenmesi gereken ancak taraflar arasındaki sözleşme ve kredili satış sistemi gereği önce davacı şirkete ödenen, davacının da kendilerine gönderdiği bir bedel olduğu iddia edilmiş olup bu hususta tarafların delilleri toplanarak, gerektiğinde söz konusu bedelin kredi kullandırılmak suretiyle alınıp alınmadığı, davalıya ödenmek üzere davacı şirket hesabına yatırılıp yatırılmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.