Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3599 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 2651 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasındaki birleştirilen tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın birleştirilmesine yönelik olarak verilen hükmün süresi İçinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, taraflar arasında 2001 yılında 10.000 metrik tonluk gazolin alımı konusunda sözleşme imzalandığını, davalının gönderdiği malların sözleşmeye uygun olmaması nedeniyle düşük fiyattan satıldığını, müvekkilinin bu nedenle zarara uğradığını, taraflar arasında 1958 tarihli New York Sözleşmeşinin 11/1. maddesi anlamında tahkim sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin American Arbitral Association Commercial Arbitration TribunaPa müracaat ederek karar aldığını, davalının tenfiz istemine konu tahkim kararının iptali istemi ile İzmir Beşinci Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, her iki dosyanın birleştirilerek görülmesi gerektiğini ileri sürerek hakem kararının tenfizine, davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, taraflar arasında tahkim sözleşmesi bulunmadığını, ilk itiraz olarak ileri sürülmeden ayrı mahkemelerde görülen davaların birleştirilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tahkim kararı ve tenfize konu sözleşmenin geçersiz olduğu ileri sürülerek dava açıldığı, bu davada birleştirme kararı verildiği, davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle davaların birleştirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı şirketin tenfize konu yabancı hakem kararının iptali için 04.04.2003 tarihinde İzmir Beşinci Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtıktan sonra 20.06.2003 tarihinde Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesinde yabacı hakem kararının tenfizinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Davaların yetki bakımından ayn ayrı mahkemelerde açılmış olması aralarında bağlantı bulunan bu davaların birleştirilmesine engel değildir. Ancak, aralarında bağlantı bulunan farklı yerdeki mahkemelerde açılan davaların birleştirilebilmesi için, ikinci davanın açıldığı mahkeme önünde ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde mümkündür (HUMK.nun m. 187/5; m. 45/2). Farklı yerdeki mahkemelerde görülen davaların birleştirilmesi, ilk itiraz olarak ileri sürülmemişse, davalar arasında bağlantı bulunsa bile mahkeme kendiliğinden birleştirme kararı veremez (Kuru, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. III 6. B S. 3429; Pekcanıtez, Hakan / Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet; Medeni Usul Hukuku 4. B, Ankara 2005, S. 340; Alangoya, Yavuz / Yıldırım, Kamil / Yıldırım, Nevhis Deren; Medeni Usul Hukuku Esasları 4. B İstanbul 2004, S. 268). İkinci davanın davalısı ilk itiraz olarak davaların birleştirilmesini istememişse birleştirme kararı verilmesi mümkün değildir. Zira farklı yerlerde açılan davalarda birleştirmeyi isteme davacının değil davalının hakkıdır (13. HD, 13.02.1984, 173/1017; 11. HD, 24.01.2005, 13057/405).23.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren Büyükşehir Belediye Kanunu ile Büyükşehir Belediyelerinin hudutları genişletilmiş, Hâkimler ve Savcılar Kuru-lu'nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararıyla mahkemelerin yargı alanları yeniden belirlenmiştir. Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde müstakil ticaret mahkemelerinin yargı çevresi Büyükşehir Belediyeleri sınırları içerisinde kalan ilçeleri kapsamına alacak şekilde genişletilmiştir. Somut olayda davalının ilk itiraz olarak birleştirme talebi bulunmadığından ve dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, Büyükşehir Belediye Kanunu ite yapılan değişiklikten sonra da aynı mahkemeler olarak kabul edilemeyeceğinden davacının dava dilekçesindeki birleştirme talebi üzerine birleştirme kararı verilmesi HUMK.nun 45/2 ve 187/5. maddeleri hükümlerine aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 06.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.