Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3506 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 3814 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasındaki karşılıklı sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı birleşen davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-davalı Ali ile davalı-davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Şikayetçi Hüsnü vekili, müvekkilinin iflas masasında kayıtlı bulunan alacağının geçici dağıtım pay cetveliyle dağıtımı sırasında avans faizi uygulanması gerekirken bunun yapılmadığını, aksi düşünülecek olursa yasal faiz oranlarının hatalı uygulandığını ve kendilerine 5.729.841,19 TL isabet ettirildiğini, oysa 7.004.531,33 TL verilmesi gerektiğini ileri sürerek; Birleşen dosya şikayetçisi Ali ise, aynı geçici dağıtım pay cetvelinde Hüsnü'ye isabet ettirilen paranın hesaplanmasında Borçlar Kanunu'nun 84. maddesinin uygulanamayacağını, faizin iflas tarihinden itibaren değil, masaya başvuru tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini ve mükerrer ödemenin dikkate alınmadığını iddia ederek, geçici dağıtım pay cetvelindeki işlemin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. İcra Mahkemesince yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, faiz başlangıcının iflas tarihi olduğu, yasal faizin dikkate alındığı ve %3,6 oranında tahsil harcı eklenmesi ve Borçlar Kanunu'nun 84. maddesinin dikkate alınması ile hesaplama yapılması sonucunda birleşen davanın reddine, asıl davanın ise kısmen kabulü ile faiz alacağının 6.902.342,34 TL olarak belirlenmesine karar verilmiş; şikayetçi Ali ile iflas idaresi tarafından temyiz edilmiştir. 1- Ali'nin müflis şirketin iflasından önce yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır. İflasla yönetim ve temsil yetkisi sona erdiğinden pay cetvelindeki dağıtım usulüne karşı şikayet yoluna gitmekte, aktif dava (şikayet) ehliyeti bulunmamaktadır. Adı geçenin şikayetinin reddedilmesi, yukarıda özetlenen nedenle sonucu itibariyle doğru olup, temyiz isteminin de sıfat yokluğundan reddi gerekmiştir. 2- İflas idaresinin temyiz itirazlarına gelince; iflas tasfiyesinde ikinci alacaklılar toplanmasından sonra iflas idaresi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar. Bu cetvele tamamen veya kısmen kabul edilmeyen alacaklılar, sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası açarak alacaklarını masaya yazdırabilirler. Sıra cetveline itiraz süresinin (İİK m. 235) geçirilmesi veya itiraz davası sonunda verilen kararın kesinleşmesi ile sıra cetveli kesinleşmiş olur ve artık değiştirilmesi istenemeyeceği gibi, alacağın miktarı da tartışma konusu yapılamaz. Alacaklar sıra cetveline yazılırken İcra ve İflas Kanunu'nun 195. maddesi dikkate alınır. Bir diğer ifade ile ipotekle temin edilen alacaklar müstesna, alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faizler ile takip masrafları anaparaya eklenerek masaya yazılır. İcra ve İflas Kanunu'nun 196. maddesine göre rehinle temin edilmemiş alacaklar için (başvuru değil, iflas tarihinden itibaren) yasal faiz işlemeye devam eder. Ne var ki bu faiz (ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı alacaklarına işleyen gecikme zamları), bütün alacakların tasfiyesinden sonra masada para kalırsa ödenir. İcra ve İflas Kanunu'nun 252. maddesi uyarınca iflas idaresi alacaklılara geçici dağıtımlar yapabilir. Somut olayda davacı Hüsnü'nün alacağı masaya kaydedilmiştir. İflas tasfiyesi sona ermediği ve İcra ve İflas Kanunu'nun 247 ila 250. maddeleri çerçevesinde masaya yazılmış asıl alacakların tamamı ödenmediği için, yapılacak geçici dağıtımda faiz hesaplanması yukarıda açıklanan ilkelere aykırıdır. Bu durumda kural olarak yapılacak iş, davacının kesinleşmiş sıra cetvelinde yazılı bulunan alacağı ile geçici dağıtım pay cetveline esas alınan toplam dağıtım tutarının oranlanması suretiyle ödenmesinden ibarettir. İcra ve İflas Kanunu'nun 196. maddesindeki açık düzenleme karşısında, (somut olayda uygulama yeri bulunmayan Borçlar Kanunu'nun 84. maddesine kıyasen) tasfiye neticelenmeden faiz ödemesi yapılması doğru değildir. Sonuç: Yukarıda 1 sayılı bentte açıklanan nedenle Ali'nin temyiz isteminin REDDİNE, 2 sayılı bentte açıklanan nedenle iflas idaresinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 22.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.