MAHKEMESİ : İstanbul 30. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 08/07/2013NUMARASI : 2011/432-2013/225Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi yaptığını, takibe konu faturanın müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkil şirket yetkililerinin imzasını taşıyan fatura, irsaliye, vs herhangi bir belgenin bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptali ile tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında süre gelen ticari ilişki bulunduğunu, dava konusu emtianın davacı şirkete teslim edildiğini, analiz sonuçlarının gelmemesi bahane gösterilerek irsaliyenin imzalanmadığını, ancak daha sonra analiz sonuçları ile birlikte gönderilen faturanın teslim alınmadığını, bunun üzerine faturanın kargo ile davacıya teslim edildiğini, icra takibindeki haciz sırasında davacı şirket yetkililerinin emtianın ayıplı olduğundan bahisle borçlarını ödemediklerini beyan ettiklerini, davacı şirketin ayıp ihbarında bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının cevaba cevap dilekçesinde hem malın teslim edilmediğini hem de ayıplı olduğunu ileri sürmesinin çelişkili davranış yasağına aykırı olduğu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, irsaliyeli faturanın kargo ile davacıya gönderildiği, faturanın ve malın davacıya teslim edildiği, davalının davacıdan satım bedeli kadar alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, şartları oluştuğundan davalı lehine tazminata karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, faturaya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı takip ve dava konusu malların teslim edilmediğini ve bu nedenle borçlu olmadığını iddia etmiştir. Her nekadar davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, ayıpla ilgili beyanlarda bulunmuş ise de bu beyanların dava konusu mallarla ilgili olmayıp dava dışı mallara yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece satışa konu malların davacıya teslim edildiği konusunda ispat külfetinin davalı alacaklıda olduğu gözetilerek davalıdan bu yöndeki delilleri sorulup yeterli araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.