Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3105 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17550 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.) Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ... ile davalı şirket arasında bayilik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği müvekkilin davalı şirketten alıp satacağı kömürler için davalının hesabına 23/05/2012 tarihinde avans olarak 53.900,00 TL yatırdığını, davalının mal göndermediği halde 30/11/2012 tarihli 17236 nolu, 21.919,64 meblağlı faturayı müvekkile gönderdiğini, ihtilaf konusunun sadece 30/11/2012 tarihli, 17236 nolu ve 21.919,64 TL tutarlı fatura olduğunu, fatura edilen malın müvekkiline teslim edilmediğini belirterek, 21.919,64 TL’nin 23.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı ile yapılan anlaşmaya göre malın ... merkez depoda teslim edildiğini, gerek 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesi, gerekse 6. maddesi gereğince yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk mahkemeleri olduğunu, davacının teslim aldığı kömürlere ait faturalardan bir kısmını kabul edip bir kısmını kabul etmemesinin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı ile davalı şirket arasında kömür alım satımı konusunda ticari ilişkinin bulunduğu, davacı taraf 30.11.2012 tarihli, 17236 nolu, 21.919,68 TL bedelli faturaya konu kömürlerin kendilerine teslim edilmediğini iddia ettiği, ispat külfeti üzerinde bulunan davalı tarafa tanıklarını dinletmek üzere imkan tanındığı, davalı tanıklarının davalı tarafın iddialarını ispatlar beyanda bulunmadıkları, davalı tarafın incelenen ticari defterlerine göre davacının davalı şirkete borcunun kalmadığının anlaşıldığı, ispat külfeti üzerinde olan davalının malların teslim edildiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 21.919,64 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya 53.900,00 TL avans olarak ödeme yaptığını, davalının bu ödemeye karşılık kendisine bir miktar mal göndermesine rağmen, dava konusu edilen 30/11/2012 tarihli, 17236 nolu ve 21.919,64 TL tutarlı fatura içeriği malları göndermediğini belirterek bu fatura bedeline tekabül eden miktarın davalıdan tahsilini istemiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesinden, dava konusu edilen faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fakat davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı anlaşılmıştır. TBK. m. 207/2 (BK. m.182/2) uyarınca aslolan peşin satış olup, peşin satışta mal ve bedel aynı anda ödenir. Ancak; somut uyuşmazlıkta, yapılan satış sözleşmesi hazırlar arasında düzenlenen bir satış sözleşmesi olmadığından bu karineyi uygulamak mümkün değildir. Ayrıca, taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan 3 adet faturanın da düzenleme tarihi avans ödemesinden sonradır. Yerel mahkemece dava konusu fatura içeriği malları teslim ettiğini ispat külfetinin davalı yanda olduğu yönündeki tespitte bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle, teslim olgusuna ilişkin sunulan delilleri, iddia ve savunmalar doğrultusunda tarafların ticari defter ve kayıtlarını karşılaştırmalı ve ayrıntılı olarak inceleyen, Yargıtay denetimine elverişli bir bilirkişi raporu alınıp, dava konusu edilen fatura içeriği malların teslim edilip edilmediğinin, davacıya ne kadar kömür teslim edildiğinin araştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.