Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3070 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18188 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin dayanağı olan senetteki imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin sözkonusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senedin arka yüzündeki imzanın müvekkilinin yanında atıldığını, bu nedenle sadece arka yüzündeki imza ve yazı yönünden inceleme yapılmasını bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu senedin ön yüzündeki yazı ve imzalar davacıya ait olmamakla birlikte bu senedin arka yüzündeki davacıya ait yazı ve imzanın senet içeriğinin ve borcun kabulü anlamına geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 30.09.2013 günlü ilamıyla uyuşmazlık konusu senedin keşideci kısmındaki imzanın davacıya ait olmadığı, senedin arka yüzündeki ibare ve imzanın keşideciye ait olmasının senede kambiyo senedi niteliği kazındırmayacağı dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile davanın reddinin doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, senedin ön yüzündeki imza davacıya ait değilse de arka yüzündeki “kendi rızamla verdim” şeklindeki yazı ve imzanın davacıya ait olduğu, bu durumun borcu kabul anlamına geldiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 15.000 TL asıl alacağın takipten itibaren yasal faiziyle birlikte borçlu olduğunun tespitine, bunun dışındaki işlemiş faiz ve avans faizinden sorumlu olmadığının tespitine, İİK 72/4 md. gereği %40 oranındaki kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında “uyuşmazlık konusu senedin keşideci kısmındaki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş olup, senedin arka yüzündeki ibare ve imzanın keşideciye ait olmasının sözkonusu senede kambiyo senedi niteliği kazandırmayacağı dikkate alınmaksızın, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”denilmiştir. Açıklandığı üzere davacının keşideci imzasını inkar ettiği belgenin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı ve davacıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur. Diğer yandan arka yüzdeki ifade ise bir borç kabulü şeklinde değildir. Çünkü belgenin ön yüzü tamamen geçersiz olduğundan arka yüzdeki “kendi rızamla verdim, imza” ifadesinin içerdiği bir borç kabul miktarı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın kabulü gerekirken, bozma ilamı hatalı yorumlanarak yanlış takdiri ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.