Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3057 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6171 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/12/2012NUMARASI : 2010/126-2012/693Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. B. S.. ve davalı vek. Av. M.. S..p'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, davalının keşideci olduğu 75.000 TL bedelli bono için müvekkkilince alacağın tahsili amacıyla takibe girişildiğini ileri sürerek,davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, tarafların birbirlerini tanımadıklarını, aralarında ticari ilişki olmadığını, davacının eski eşi B. K..'ın babası D. K..'ın B. K..'a aldığı ... plakalı hatlı minibüsün devrinin müvekkili üzerine yapıldığını, yazılı bir akit ve güvence olması için aralarında protokol ve teminat senedi düzenlediklerini, bu senedi D. K..'ın muhafaza ettiğini, davacının bu senedi her nasılsa ele geçirerek takibe koyduğunu, bu senedin müvekkiline değil, B. K.. ve D. K..'a zarar vermek amacıyla işleme konulduğunu, senetteki imzaya itirazı üzerine takibin iptal edildiğini, davacının genel haciz yolu ile tekrar talep başlattığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamı, senedin durumu karşısında temel borç ilişkisini davacı kanıtlama yükümlülüğü altında olup, alacaklı bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine, alacak belirli ve likit olmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davalı V.. G.. tarafından davacı F. K.. (S..) aleyhine Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2007/213 Esas ile 13.11.2002 tarihinde dava konusu belge ile ilgili borçsuzluğun tespiti için dava açılmış, mahkemece 21.03.2008 tarihinde 2008/158 sayılı Karar ile V.. G..'in açtığı dava reddolunmuş ve karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23.01.2009 günlü 2008/5419 Esas, 2009/355 Karar sayılı kararı ile onanarak 05.05.2009 tarihinde kesinleşmiştir.Bu durumda kesinleşen o menfi tespit davasının sonucunda oluşan kesin hüküm, açılan bu davada kuvvetli delil niteliğindedir. Mahkemece açıklanan bu yön gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 18.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.