Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2947 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10813 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : TARİHİ : 25/12/2014NUMARASI : 2010/389-2014/734Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalı adına kayıtlı olan 01 RT 596 plakalı aracı harici satış sözleşmesi ile satın aldığını, ancak aracın üzerinde banka rehni olduğundan aracın kati satışının yapılamadığını, aracın mülkiyeti davalıda iken müvekkili tarafından banka borçlarının büyük bir kısmının ödendiğini, ancak müvekkili ödemelerini yaptığı halde davalının tek taraflı olarak sözleşmeden vazgeçtiğini ve kendisi için gerçek olmayan bir borç oluşturup, ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasından aracın haczedilmesini sağlayarak yediemin garajına çektirdiğini, oradan da aracın dosya alacaklısı tarafından dosyada sözde borçlu görünen davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin 01.01.2009 tarihli sözleşme gereğince önce 33.000TL peşinatı nakit ödediğini, ardından aracın banka kredi borcunu, buna ilaveten aracın kasko, motorlu taşıtlar vergisi borcunu, bakım ve tamir giderlerini ödeyerek araç için takipte belirtilen miktar kadar harcama yaptığını, davalının kötü niyetli olarak aracı müvekkilinin tasarrufundan hile ile oluşturduğu suni bir borcun icraya verilmesi ile geri aldığını, yapılan işlemlerin müvekkilini dolandırmak amacıyla yapıldığını, şu anda aracın kendileri tarafından satıldığını ve kendi işleri için kullanıldığını haricen öğrendiklerini, davalı aleyhine başlatılan ilamsız takibe karşı davalı tarafından yapılmış olan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının iddiasına konu satış sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, araç satışlarının harici sözleşme ile yapılmasının yasal olarak geçersiz olduğunu, davacının hiçbir zaman müvekkili adına ödeme yapmadığını, aracın kendisinde olduğu dönemde araç için yapılan masrafların müvekkilinden istenilmesi imkanı bulunmadığını, ayrıca aracın çalıştırılmasından dolayı elde edilen gelirlerden bahsedilmediğini, başlatılan takibin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda, davacının sözleşme tarihi itibariyle ödediği 33.000,00 TL ile banka kredi taksit ödemeleri 36.369,71 TL olmak üzere toplam 69.369,71 TL asıl alacak ve 581,56TL faiz olmak üzere 69.951,27 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi karşısında, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.