MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı asil ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR- Mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen 14/03/2013 tarihli ilk hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 31/10/2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2013/14249 E. - 16865 K. sayılı bozma ilamında "...Davacı, feragate ilişkin mahkemeye hitaben yazmış olduğu 25/09/2012 tarihli dilekçesinde, ".....ibranamelerin dikkate alınarak icra takibinin durdurulması, teminat senedinin hükümsüz kılınması kaydı ile açmış olduğu davasından vazgeçtiğini" belirtmiştir. 14/03/2013 tarihli duruşmada ise; "ben borca itiraz ettim, davalı bana ibraname verdi, kendi imzasıyla 21/09/2012 tarihinde imzaladığı ibraname ile senedin teminat senedi olduğunu ve alacağının kalmadığını, dosyadan 17.500-TL aldığını, iki ayrı ibraname ile bana bildirdi, ben teminat senedi olduğunu davalı tarafından kabul edilmesi nedeniyle davamdan feragat etmiştim, dava ile uğraşmak istemedim, ancak dosyadaki hacizler kalkmadığı için mahkemenizden haciz şerhlerinin de kaldırılmasına yönelik ara karar verilmesini talep ederim.", yönünde beyanda bulunmuştur. Gerek davacının 25/09/2012 tarihli dilekçesi ve gerekse duruşmadaki beyanı feragatin şarta bağlandığını göstermektedir. HMK'nın 309/4. maddesi uyarınca şarta bağlı feragat olmaz. Bu hususun dikkate alınmaması ve ayrıca davacının dava dilekçesinin açıklattırılarak dava konusu miktarın tespiti ile harcın buna göre tamamlattırılması gerekirken, tamamlattırılmaması ve bu hususlara dikkat edilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı borçlunun 14/05/2012 tarihinde menfi tespit davasını açtığı, takip dosyasında alacaklı vekilinin 28/05/2014 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin haricen borçludan 17.500-TL tahsil ettiğini, ibraname uyarınca vekalet ücreti ve masraflar hariç geriye kalan alacaktan feragat ettiklerini beyan ettiği, davalı tarafından verilmiş olan 21/09/2012 tarihli ibranamede "...'dan almış olduğum teminat senedini takibe koymuştum. Simav İcra Müdürlüğü 2012/1256 nolu takip dosyasından hiçbir alacağım kalmamıştır. Dosyadan aldığım para 17.500-TL dir" ibaresinin olduğu, davacının senedin teminat senedi olduğunu ve davalıya borcu olmadığını belirtmiş olup, davalının da 21/09/2012 tarihli ibraname ile senedin teminat senedi olduğunu ve davacıdan dava konusu takip dosyası ile ilgili hiçbir alacağı kalmadığını belirterek davacıyı ibra ettiği, bu suretle davacının davasını ispat etmiş olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulüne, Simav İcra Müdürlüğü' nün 2012/1256 sayılı takip dosyasında takibe konu 20.325-TL bedelli senedin iptaline, bu senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının talebi olmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve davacı asil tarafından temyiz edilmiştir.1- Davacı asilin katılma yoluyla verdiği temyiz dilekçesi temyiz defterine kayıt edilmediği gibi harç da yatırılmadığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2- Davalı taraf, yargılama devam ederken alacağını haricen tahsil etmiş ve bu tahsilat nedeniyle borçluyu ibra etmiştir. Ancak bu durum borçlunun dava konusu ettiği senetten dolayı borçlu olmadığı anlamına gelmez. Bu durumda mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda ispat külfetinin davacı tarafta olduğu gözetilmek suretiyle inceleme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken, delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.