Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 273 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12483 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Alacağını temlik eden ... Bankası A.Ş. vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu ... Gıda Ltd Şti arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalının müşterek ve müteselsil kefil olarak yer aldığını, kredi geri ödemelerinin gerçekleşmediğinden hesabın kat edildiğini bildiren ihtarnamenin keşide edildiğini, borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin kefili olduğu sözleşmeden kaynaklı borç ödendikten sonra müvekkilinin asıl borçlu şirketindeki hissesini devrederek şirketten ayrıldığını, bu tarihten sonra davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında yeni bir genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkili kefilin sorumluluğunun kefil olduğu sözleşme ile sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece verilen davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 83.121,07 TL alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamı, toplam 54.230,00 TL teminat mektubu ve çek zorunlu karşılık bedelinin depo edilmesi kararı, Dairemiz 14.11.2012 tarih; 2012/10545 E. - 2012/16777 K. sayılı ilamı ile “ ... Hükme esas alınan bilirkişi raporunda gayrinakdi kredi alacağının davalının kefili olduğu sözleşmeden kaynaklandığı belirtilmiş olmasına karşın takip konusu diğer kredi alacağının davalının imzası olduğu sözleşmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda açık bir ifadeye yer verilmemiştir. Davalı kefil imzasının bulunmadığı sözleşmeden kaynaklı borçtan sorumlu tutulamaz. O halde mahkemece bu yönler gözetilip banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu icra takibine konu olan alacakların doğum tarihlerinin, davalının kefil olarak imzasının bulunmadığı genel kredi ve teminat sözleşmesinin düzenlenme tarihi sonrasına ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm alacağı temlik alan davacı ... Yönetimi A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi ön raporunda bir takım eksik belgelerin tamamlanması halinde kesin kanaat içeren rapor sunulacağı belirtilmesine rağmen, mahkemece yapılan yazışma ile istenilen tüm belgelerin gönderilmediği hususu nihai raporda açıklanmış ve bu raporun mevcut belgelere göre düzenlendiği belirtilmiştir. Mahkemece bu durumda, bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılması için yetki verilmek suretiyle Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile ve kısmen tahmine dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.