Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 258 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10630 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı şirket temsilcisi, ... ....Alışveriş Merkezi’nin otoparkında yaşanan hırsızlık olayında çalınan, temsilcisi olduğu şirkete ait çeklerden 627215 nolu çekin davalı ... Bank A.Ş. tarafından temsilcisi olduğu şirket aleyhine takibe konulduğunu, ancak çekteki keşideci imzasının şirketi temsile yetkili kişiye ait olmadığını, bu çek nedeniyle temsilcisi olduğu şirket ile diğer cirantalar arasında da bir ilişki bulunmadığını iddia ederek borçlu olunmadığının tespitine ve %20 oranında kötüniyetli takip tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili bankanın dava konusu çeki kredi borcuna mahsuben temlik cirosu ile aldığını, iyiniyetli hamil olduğunu savunarak, davanın reddi ile % 20 oranında tazminat istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirketi temsile yetkili ...’ya ait olmadığının bildirildiği, ancak somut olayda davalı bankanın iyiniyetli yetkili hamil olduğu, ciro silsilesinin bozuk olmadığı, öte yandan çekteki imza ve kaşeler sahte olsa bile bu durumun davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine ve davalı yararına % 20 oranında tazminata karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, icra takibine konu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Kambiyo senetlerinde imza itirazı, mutlak nitelikte bir def’i olup iyiniyetli hamil dâhil herkese karşı ileri sürülebilmektedir. Yeterli inceleme ve değerlendirmeyi içeren 20.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu çekteki keşideci imzasının çekin keşide tarihi itibariyle davacı şirketi temsile yetkili ...’ya ait olmadığı açıkça bildirilmiştir. Mahkemece yukarıda açıklanan yönler değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.