Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2277 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9691 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, bu istemin miktar itibariyle reddiyle incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bonodaki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan Adli Tıp Raporu doğrultusunda, dava konusu bonodaki imzanın davacının eli mahsulü olduğunun belirlendiği, davacı vekilinin yargılama sırasında davalının bono metnini talil ettiği iddiasının, iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında davalı yanca kabul edilmediği gerekçesiyle davanın reddine ve davalı yararına %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, takibe konu bonodaki keşideci imzasının inkarı nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, hükme esas alınan Adli Tıp Raporunda, dava konusu bonodaki borçlu imzasının davacı ...'in eli mahsulü olduğu belirtilmiş olmasına karşın, ceza yargılamasında alınan Emniyet Kriminal Ekspertiz Raporunda ise; bonodaki borçlu imzasının davacının eli ürünü olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda, iki rapor arasında çelişki doğduğundan ve davacı tarafça hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz edilerek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edildiğinden, uyuşmazlığın çözümlenmesi yönünden sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden imza incelemesi konusunda ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Öte yandan kabule göre de, İİK'nun 72/4.maddesi gereğince davanın reddedilmesi durumunda davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilebilmesi için ihtiyati tedbir kararının infaz edilmesi gerektiği gözetilmeden davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.