Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2261 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16131 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 13/09/2012NUMARASI : 2008/490-2012/975Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, dava dışı E. S.’ın davalı bankadan kullandığı 10.000 TL limitli krediye müvekkilinin kefil olduğunu, asıl borçlunun daha sonra kullandığı 20.000 TL limitli krediden ise müvekkilinin haberinin bulunmadığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankanın her iki kredi borcunu birleştirerek icra takibi başlattığını belirterek müvekkilinin ikinci kredi borcu için kefaletinin bulunmadığının ve 20.000 TL bedelli kredi için borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava dışı asıl borçlu E. S.'ın 23.03.2005 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği kullandığı kredinin 10.000 TL'lik kısmına davacının kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takibine girişildiğini, davacı hakkında icra takibine başlanırken sehven tüm krediden sorumluymuş gibi ödeme emri düzenlendiğini, ancak davacının sorumluluğunun 10.000 TL ve kendi temerrüdünün sonuçlarıyla sınırlı olduğunun açık olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, cevap ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda dava tarihi itibariyle davacının 3.629,23 TL asıl borç, 957,62 TL işlemiş faiz, 47,88 TL BSMV olmak üzere toplam 4.634,73 TL borçlu olduğu, bu tutarı aşan kısım için menfi tespit talebinin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davacının borcunun 4.634,73.TL olduğunun tespitine , davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup, mahkemece HUMK'nun 74. maddesi de gözetilerek taleple bağlılık kuralı çerçevesinde davacının borçlu bulunmadığı miktar tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken olumlu tespit şeklinde hüküm kurulması yerinde görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.