Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2228 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18190 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 04/04/2013NUMARASI : 2012/345-2013/103Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında dolaylı kredi ilişkisi kurulduğunu, kullandırılacak kredinin teminatı olarak müvekkilinin taşınmazına ipotek tesis edildiğini, ipotek tutarının 3.000,000 TL. olup kullandırıldığı iddia edilen tüm kredi alacağının tamamını karşıladığını, davalının kredi borcunun tahsili için kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip başlattığını, takipte tahsilde tekerrürlük kaydı olmadığını, davalının ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da takip başlattığını, kredi kullandırılmasından doğan itirazlarını saklı tuttuklarını, davalı bankanın senedi iktisap nedenini açıklaması gerektiğini, dava konusu senedin tahsil amacıyla verilmiş olup rehin ve teminat maksadıyla verilen bir senet olmadığını, senedin tahsil cirosu ile devredildiğini, davalının meşru hamil olmadığını, İİK 45. maddesi uyarınca davalının öncelikle ipotekli takip yapması gerektiğini, öte yandan davalının müvekkiline kredi kullandırmadığı gibi müvekkiline ödeme de yapmadığını, müvekkilinin dekontlarda imzası bulunmadığını, buna rağmen senedin takibe konulduğunu belirterek müvekkilinin takip konusu bonodan dolayı ve kredi kullandırmanın sözkonusu olmadığından ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkete genel kredi sözleşmesine istinaden kredi açarak kullandırdığını, 21.09.2011 tarihinde hasabın kat edilerek bu tarih itibariyle davacının 2.237.956,09 TL. borçlu olduğunu, ödeme yapılmayınca kambiyo senetlerine mahsus yolla ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattıklarını, senedin temlik cirosu ile müvekkiline temlik edildiğini, İİK'nun 45/2 ve 167. maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip yapılabileceğini, kredi ödemesinin yapılmadığı iddialarının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu senetteki cironun temlik cirosu olduğu, İİK.'nun 167. maddesi uyarınca davalının kambiyo senetlerine dayalı takip yapabileceği, kaldı ki davacının takip tarihi itibariyle toplam 2.188.598,64 TL. borcu bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, takibe konu bono nedeniyle ve kredi kullandırması sözkonusu olmadığından dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava, 13.07.2012 tarihinde yani HMK döneminde açılmıştır. HMK'nun 109/2 maddesi uyarınca, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz. Somut olayda, takibe konu bono 1.700,000 TL. bedelli olup dava dilekçesinde dava değeri 10.000 TL. gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmıştır. Bu durumda; mahkemece, somut olay bakımından kısmi dava açılamayacağı gözetilerek HMK'nun 115/2 maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.