Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 217 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10612 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki birleşen tazminat ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılardan ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... vek. Av. ...'in gelmiş olduğu başka gelenin olmadığı görülmekle duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında akdedilen 10/06/2010 tarihli sözleşme ile 6700 ton mısırın toplam 904.500,00 USD'den satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin ödeme planına göre peşin ödemeleri yaptığını ve 6 adet toplam 804.500 USD bedelli çekleri davalı ...'a teslim ettiğini, bu sözleşme tarihinden önce 04/06/2010 tarihinde davalı ... ile diğer davalı ... firması arasında akdedilen sözleşme ile davalı ... firmasının müvekkili ile davalı ... arasında yapılacak sözleşmeden doğacak hak ve yükümlülükleri üstlenmeyi taahhüt ettiğini, davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek talebinin aynen ifa ve gecikme tazminatı olduğunu, bu talebin kabul edilmemesi ya da imkansızlaşması halinde aynen ifa yerine şimdilik 10.000 TL tazminatın tahsili ile müvekkili tarafından verilen 6 adet çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01/03/2012 tarihli dilekçesi ile malın aynen ifasının imkansızlaşması nedeniyle uğranılan 400.000 USD zararın tazminine karar verilmesi şeklinde davasını ıslah etmiştir. Davalı ... vekili; müvekkilinin sözleşmeye uyarak ürünü teslim için ... Gümrüğüne 2000 tonluk iki adet beyanname açmasına rağmen davacının 966 ton mısırı teslim almayarak temerrüte düştüğünü, bu itibarla müvekkilinin ... 4. Noterliğinden çektiği 27/08/2010 tarihli ihtarname ile davacı ile yaptığı sözleşmeyi haklı nedenle feshetmek zorunda kaldığını, davacının feshedilmiş sözleşme nedeniyle aynen ifa talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili; davacının mal bedelinin ödenmesine ilişkin taahhüdüne bağlı kalmadığını, davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden sözleşmenin diğer davalı tarafından 27/08/2010 tarihinde feshedildiğini, bu nedenle müvekkilinin ödeme şartı gerçekleşmediğinden davalı ...'a karşı üstlendiği taahhüdün mezuunun kalmadığını, 16/08/2010 tarihli ihtarname de geçmiş bir günde mısırın teslimi istenildiğini, makul bir süre verildiğinin ileri sürülemeyeceğini, ayrıca bu ihtarnamenin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, ihtarnamenin diğer davalıya tebliğinin gerektiğini, davacı tarafça iddia edildiği gibi davacı adına açılmış bir gümrük beyannamesi ve fatura düzenlenmesinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin ilk takside ait çeki bankaya ibraz ettiğini ancak çek bedeli ödenmediğini davacı şirket temsilcisinin ricası üzerine çekin arkasının iyiniyetle yazdırılmadığını, davacı tarafça verilen altı adet çekin ihtiyati tedbir kararı verilen değişik iş dosyasında mahkemeye sunulduğunu, davacının para borcunu alıcının ikametinde ödemesi gerektiğini, ödemede temerrüte düşmemek için tevdi mahalli tayin ettirmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı ... vekili, müvekkilinin davalıya satıp teslim ettiği 1034 ton mısırın bakiye bedeli 39.590 USD ile 2.039 USD ardiye ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı ... ... Madencilik Turizm Dış Ticaret Ltd. Şti. vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının teslim ettiği çeklerin ödenmesi ve malın teslim alınması ile ilgili şartların yerine getirilmesi şeklindeki edimlerini ifada temerrüde düşmediği halde mısır emtiasının kendisine tesliminden kaçınılması şeklinde gerçekleşen süreç nedeniyle davacı tarafa atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, gerek her iki davalı arasında 04.06.2010'da yapılan Sözleşmede açıkça... Tarım Ltd. Şti.'ne 6700 ton mısır emtiasının teslimi yükümlülüğünün kendi aralarında devri konusunda anlaşmaları gerekse davacı... Tarım Ltd. Şti.'nin de bu borç ve malın ...'e devredildiğinden haberdar olarak ... 3. Noterliği'nden 16.08.2010'da ihtarname keşide ederek çeklerin ibrazı ile ödeneceğini beyan etmesi ve malın teslimini istemesi nedenleriyle davacıya karşı her iki davalının da sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, zararın kapsamının tespiti konusunda 23.07.2015 tarihli bilirkişi raporundaki emtia bedeli konusundaki belirlemelerin gerçekliği, bilimselliği, olaya uygunluğu ve denetlenebilirliği yönleri ile yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 400.000,00 USD'nin 15/08/2010 tarihinden hesaplanacak döviz mevzuatına uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte aynen veya fiili ödeme tarihindeki efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalılardan alınıp davacıya verilmesine, feragat nedeniyle birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacı ile davalı ... arasında 10/06/2010 tarihinde mısır satış sözleşmesi imzalanmıştır. 04/06/2010 tarihindeki sözleşme ile davalı ...'ın davacıya mısır teslim yükümlülüğünü davalı ... üstlenmiştir. Bu sözleşme geçerli olup, 3. Şahsın edim yükümlülüğü üstlenilen 3. Kişi yararına tam sözleşme mahiyetindedir. Davacı kendisine teslim edilmeyen mısırların davalı ...'den isteyebilir. Sözleşmede son teslim tarihi 15/08/2010 tarihi olarak belirlenmiştir. Davacı 16/08/2010 tarihinde ihtarname çekmiş, edimlerini yerine getirdiğini teslim halinde kalan bedeli de ödeyeceklerini bildirmiştir. Bu aşamada satıcının temerrütü gerçekleşmiş olup, davacı alıcı 818 sayılı BK'nın 188/3 maddesi uyarınca zararını davalılardan isteyebilir. Mahkemece bilirkişi raporu alınmışsa da bu rapor Yasadaki usule uygun olarak hazırlanmadığından hükme esas alınamaz. Yeniden konusunda uzman bilirkişi kurulu oluşturularak 818 sayılı BK'nın 188/3 maddesi uyarınca teslim edilmeyen malın teslim için muayyen gün olan 15/08/2010 tarihi itibariyle borsa fiyatı belirlenip davacının zararı tespit edildikten sonra kazanılmış haklarda gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.