MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 24/06/2013NUMARASI : 2010/719-2013/169Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı firma arasında akdolunan ve 350.000 paket kuruyemiş satımına konu olan sözleşmenin yerine getirilebilmesi için müvekkili ve davalı şirket arasında 24.02.2009 tarihli fason üretim sözleşmesi imzalandığını, davalı yanca hazırlanan 50.000 paket malın dava dışı şirkete teslimi sonrasında anılan şirketçe satıma konu malların bozuk olduğunun bildirilmesi üzerine müvekkilince durumun derhal davalıya bildirildiğini, ancak olumsuz yaklaşım gösterildiğini, ürünleri müvekkilinden teslim alan dava dışı firmanın bunları imha ettiği gibi aralarındaki sözleşmeyi de feshettiğini, müvekkilinin bu süreçte ayıplı ürünler yerine dava dışı firmadan mal temin ederek 11.314.38 TL.harcama yapmak suretiyle edimini ifa ettiğini ve dava dışı firmayla akdolunan sözleşmenin feshi nedeniyle ileride gerçekleşecek satışlar sonrası elde olunacak 64.000.00 Euro kârdan da mahrum kaldığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.00 TL.tazminatın 01.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sürerken aldırılan bilirkişi raporu sonrasında ıslah dilekçesi sunarak 32.256.11 Euro’nun 01.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, müvekkilince satılarak teslim edilen ürünlerin yasal mevzuata uygun olarak hazırlanıp paketlendiğini, ayıplı olmadığı gibi, sorunun davacı yanca uygun koşullarda muhafaza edilememiş olmasından kaynaklanmış olabileceği, ürünün paket seçiminin davacı yanca yapılmış olup, bu konuda da müvekkilinin bir sorumluluğu bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesine karşılık cevap dilekçesinin ıslahına yönelik ibraz ettiği dilekçeyle; gerek davanın açıldığı tarih gerekse ıslah talebinde bulunulan tarih itibariyle davacının alacak isteminin zamanaşımına uğradığını beyan etmiştir.Yargılama sırasında davalı tarafın istemi üzerine ürünlerin ambalajlamasını yapan dava dışı M. Ambalaj Ltd.Şti.ne dava ihbar olunmuştur.Mahkemece, toplanan tüm deliller gözetilerek satım konusu malların paketlense bile bozulacağı ve bu nedenle ayıplı olduğu kabul edilerek, asıl dava bakımından zamanaşımı def’inin ıslah yoluyla ileri sürülmesi mümkün olmayıp öte yandan ürünlerde son kullanma tarihi iki yıl olarak yazıldığından bu süre garanti süresi şeklinde değerlendirilerek asıl davaya yönelik zamanaşımı def’i yerinde görülmemiş ise de kısmi dava açılması dava edilen kısım için zamanaşımını keseceğinden ve bakiye kalan bölüm bakımından zamanaşımı işleyeceğinden bahisle davanın kısmen kabulüne, 10.000.00 TL.tazminatın 01.09.2010 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline, bu kısma yönelik zamanaşımı def’inin reddine, ıslah edilen bölüme yönelik davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelindiğinde ise; Taraflar arasında satım ilişkisine konu edilen ürünlerin ayıplı çıkması üzerine, davacının bu ürünleri ihraç ettiği dava dışı şirket tarafından imha edildiği ve durumun davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu olgu karşısında; TTK.nun 25/3 ve B.K.nun 198/3.maddesi uyarınca davacı yanın satıma konu üründeki ayıbı öğrenmesi üzerine derhal veya makul sürede davalıya ihbar etmesi gerekir. Somut olayda mahkemece bu yön üzerinde durularak davacı yanca ayıp ihbarının davalıya süresinde bildirilip bildirilmediğinin araştırılması gerekirken satıma konu ürünlerin garanti süresinin iki yıl olduğu gözetilerek eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.