MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 25/09/2012NUMARASI : 2004/414-2012/202Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalılardan A.. K.. tarafından çeke dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe konu çekte keşideci davalı E. T. Ürünleri ve Makine-H.. K.. olup, müvekkilinin lehtar, diğer davalıların ciranta olduğunu, ancak müvekkili tarafından keşideci şahıs firmasına yapılmış hiçbir imalatın bulunmadığını, dolayısıyla davalılardan H.. K.. kaşe ve imzasıyla şahsına verilmiş gibi gösterilen dava konusu çekin müvekkilinin çalışanlarından dava dışı S. K. adlı şahısça müvekkilinin kaşe ve imzasının kullanılarak davalılardan Ö. Makine-N.. Ö..’a ciro edildiğini ve çekin sırasıyla davalı E.. Ö..’a ve son hamil davalı takip alacaklısı A.. K..’ya ciro yoluyla geçtiğini, müvekkilinin davalılara borcunun bulunmadığını, takibe konu çekin sahte olduğunu, müvekkili tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek çekten ve çeke dayalı icra takibinden dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, takip konusu borcun %15'inden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı A.. K.. vekili, müvekkilinin dava konusu çeki ciro yoluyla edindiğini, iyi niyetli meşru hamil olduğunu, davacı ile akdedilen protokolün borç ikrarını havi olup, ödeme ve tahsilatların bu protokol gereği yapıldığını, ancak davacının sonradan imza inkarında bulunmasının kötü niyet içerdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı E.. Ö.. 18.10.2004 tarihli celsedeki beyanında, çekin sahte olup olmadığını bilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece toplanan deliller ve alınan Adli Tıp ve bilirkişi raporları doğrultusunda, dava konusu çekte bulunan davacının şahıs firması kaşesi üzerindeki imzanın davacının eli mahsulü olmadığı, sahtecilik iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceği, 31.03.2004 tarihli protokolün vaki icra takibi ve haciz işlemlerini durdurma amacıyla imzalanmış olduğu kanaatine varıldığı, davanın yargılama sırasında istirdat davasına dönüştüğünden istirdat talebinin ancak çek hamili ve takip alacaklısı olan davalı A.. K..'ya yönlendirilebileceği, davalı A.. K..'nın çeki iktisabında kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığından takip alacaklısı davalı A.. K.. yönünden istirdat talebinin yerinde görülmediği, davacı vekilinin davalılar hakkındaki kötü niyet tazminatı talebinden vazgeçtiği gerekçeleriyle davanın menfi tespit davası olarak açıldığı gözetilmek suretiyle davanın kabulüne dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatından feragat edildiğinden davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, davalı A.. K..'nın çeki iktisabında kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından bu davalı hakkındaki istirdat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit davası olup, yargılama sırasında dava konusu çek bedelinin davacı tarafından davalılardan takip alacaklısı A.. K..'ya ödenmiş olduğu dosya içeriği ile sabittir. İİK'nun 72/6. maddesi uyarınca “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borcu da ödenmiş olursa, istirdat davası olarak devam edilir.” Mahkemece, açılan menfi tespit davasının anılan yasa hükmü gereğince, kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinin kabulünde isabetsizlik bulunmamakta ise de; sahtelik defi mutlak defi olup herkese karşı ileri sürülebileceğinden davanın davalı A.. K.. yönünden istirdat davası olarak da sonuçlandırılıp ödenen bedelin istirdatına karar vermek gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.