Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1975 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16321 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Denizli 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2013/84-2013/3Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vek. Av. B.. M.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı yanca bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe konu bononun tehditle boş şekilde imzalatıldığını, daha sonradan bononun alacaklı kısmına davalının isminin yazıldığını, bonoda malen kaydı bulunduğunu, ancak müvekkilinin davalıdan herhangi mal alış verişinin olmadığını ileri sürerek icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davalı hakkında tehdit suçundan yürütülen ceza soruşturmasının takipsizlik kararı ile sonuçlandığı, davacının tehdide illişkin iddiasını ispat edemediği ve fakat davalının soruşturmadaki ifadesinde bononun borç para karşılığı alındığını beyan ettiği, dolayısıyla malen kaydı bulunan bonoda ihdas nedenini talil eden davalının ispat yükünü üzerine aldığı, bu hususta davalıya isticvap davetiyesinin gönderildiği, ancak davalının davete icap etmediği gibi delil de ibraz etmediği, borç para karşılığı alacaklı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve davacı yararına %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK’nun) 72,V hükmüne göre, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması koşuluyla davalı alacaklının tazminata mahkûm edilmesi gerekir. Somut olayda, davalı takibinde haksız ise de kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken davalının %40 oranında tazminata mahkum edilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.