MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2008/804-2013/281 Taraflar arasındaki birleşen istirdat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl davada davacı M. A. vekili, müvekkilinin davalı ile Mayıs 2007 tarihinde evlenmiş olup, Ocak 2008 tarihinde boşanmış olduğunu; taraflara ait iki ayrı şirket olduğunu ve bu şirketler arasında herhangi bir ticari münasebet bulunmadığını, müvekkilinin yetkilisi olduğu dava dışı E. P. Tanıtım AŞ adına gerektiğinde acil ödemede kullanabilmek amacıyla iki adet boş çeki imzaladığını, tarafların boşanmalarını takriben müvekkili şirket muhasebecisi ile davalının birlikte hileli davranışta bulunarak 2 adet imzalı boş çeki ele geçirdiklerini, sonradan boş kalan kısımlarının doldurulduğunu, hamiline şeklinde doldurulmuş olan 04.01.2008 keşide tarihli 55.000,00 TL miktardaki çekin davalı yanca ciro edildiğini, çek hamili dava dışı S.İnşaat San. AŞ tarafından icra takibine konu edildiğini, müvekkilin ticari itibarının zarar görmemesi için icra takibine konu borcun masrafları ile birlikte ödendiğini, dava konusu çek bedeli oranında davalının malvarlığında sebepsiz zenginleşme olduğunu ileri sürerek müvekkilin cebri icra tehdidi altında ödemek durumunda kaldığı 66.500,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu çeki düzenleyen ve icra dairesine ödemede bulunan davacının yetkilisi olduğu dava dışı şirket olup, davanın aktif dava ehliyetinin olmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davalarda davacı E. P. Tanıtım AŞ vekili, asıl davanın sehven müvekkili şirket yetkilisi adına açıldığını, asıl davanın davacısı Merve Alaçam ile davalının bir dönem evli olduklarını, müvekkili şirket işlerinde kullanılmak üzere iki adet boş çekin imzalandığını, davalının müvekkili şirketin muhasebecisi ile birlikte hileli davranışta bulunduğunu, 2 adet imzalı boş çeki ele geçiren davalının boş kalan kısımlarını doldurarak ciro ettiğini, bu çeklerden 16.03.2008 keşide tarihli 14.500,00 TL miktardaki çekin dava dışı H.M. Uluslararası F. Ltd Şti tarafından tahsil edildiğini, 04.01.2008 keşide tarihli 55.000,00 TL miktardaki çekin ise hamili dava dışı S..İnşaat San. AŞ tarafından icra takibine konu edildiğini, müvekkilin ticari itibarının zarar görmemesi için icra takibine konu borcun masrafları ile birlikte ödendiğini, dava konusu çek bedelleri oranında davalının malvarlığında sebepsiz zenginleşme olduğunu ileri sürerek dava konusu 2 adet çek için ödenen miktarın tahsil tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirket yetkilisi M. A. ile bir dönem evli olduklarını, davacının maddi anlamda zor günler geçirdiği dönemde müvekkilinin maddi yardımda bulunduğunu, bunun karşıladığında dava konusu iki adet çekin müvekkiline verildiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, iddiaların yazılı delillerle kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, dava konusu çeklerin keşide tarihlerinde asıl davanın davacısı ile davalının evlilik birliğinin devam ettiği, eşler arasındaki hukuki işlemler dolayısıyla tanık dinlenebileceği, kaldı ki hileyle çeklerin ele geçirildiği iddiası yönünden dinlenen davacı tanıklarının davacı iddialarını doğruladığı, boşanma aşamasında olunan ve boşanma protokolünün oluşturulduğu bir dönemde asıl davanın davacısının yetkilisi olduğu şirket adına yüksek bedelli çekleri imzalayıp davalıya vermesinin ve boşanma protokolünde bu çek ve ödemelerden bahsedilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı şirket ile davalı arasında ticari bir ilişki bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu çeklerin miktarı kadar davalının sebepsiz zenginleştiği, çeklerin şirket adına keşide edilmiş olduğundan asıl davanın davacısının taraf sıfatının bulunmadığı gerekçeleriyle asıl davanın taraf sıfatı (aktif husumet) yokluğu nedeniyle reddine, birleşen davanın kabulüne dava konusu çeklere yönelik yapılan ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davalı vekilince temyiz edilmiştir.Asıl ve birleşen davaların davalı vekilinin temyizi birleşen davaya yöneliktir.Dava, davacı keşideci şirketin imzaladığı 2 adet boş çekin davalı yanca hileli yollarla ele geçirildiği ve bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit ve ödenen çek bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığa konu çekler, kambiyo senedi niteliğindedir ve kambiyo senetleri sebepten mücerret olup, çekteki keşideci imzasına itiraz etmeyen davacının, dava konusu çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığı yönündeki iddiasını HUMK'nun 288 vd. maddeleri uyarınca yazılı delillerle kanıtlaması gerekir. Öte yandan somut olayda dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçundan davalı hakkında yürütülen ceza soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olmasına göre hile iddiası da sübut bulmamıştır. Bu durumda mahkemece, bu yönler gözetilmeksizin tek başına hayatın olağan akışı, tanık beyanları ve somut olayla bağdaşmayan gerekçelere dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle birleşen davalar yönünden hükmün temyiz eden birleşen davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.