MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 24/12/2012NUMARASI : 2011/450-2012/1196Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmasız ve davalı vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibarıyla davalı vekilinin bu isteminin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 15.03.2010 tarihinde feshedildiğini, davalının kötüniyetli olarak herhangi bir alacağı olmadığı halde sözleşmenin imzalanması sırasında teminat olarak verilen senedi icra takibine konu ettiğini ve müvekkilinin icra tehdidi altında icra dosyasına ödeme yaptığını, müvekkilinin haksız bir şekilde uğradığı takip neticesinde manevi olarak da zarar görüp, psikolojisinin bozulduğunu iddia ederek müvekkilinin icra takibi sebebi ile ödemek zorunda kaldığı bedelin şimdilik 10.000 TL.' nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline, yine haksız haciz sebebi ile manevi olarak zarar eden müvekkiline 10.000 TL. manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında, davanın süresinde açılmadığını, taraflar arasında imzalanan 04.11.2003 tarihli bayilik sözleşmesinin 23. maddesi uyarınca 10.000 USD tutarlı bononun teminat olarak alındığını, sözleşmenin ihlali durumunda anılan senedin işleme konulacağının sözleşmeyle düzenlendiğini, sözleşmeyi tek taraflı fesheden davacının müvekkilini büyük zararlara uğrattığını, davacının, sözleşmeyi feshetmeden önce sözleşmeye aykırı olarak başka bir su firması ile çalışmaya başladığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi nedeniyle ticari ilişkiden kaynaklanan alacak-borç ilişkisinin bulunduğu, davacının icra takip tarihi itibariyle asıl alacak ve fen'ileriyle birlikte 7.379,81 TL borçlu bulunduğu ancak takip dosyasına 19.347 TL. ödeme yaptığı, dolayısıyla 11.967,19 TL fazla ödeme yaptığı, davacının manevi tazminat talebinin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının icra takibi sebebi ile davalıya icra takip dosyasında fazladan ödemiş olduğu taleple bağlı kalınarak 10.000 TL.'nin ödeme tarihi olan 13.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Dava konusu senedin, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 23. maddesine dayanılarak teminat amacıyla verildiği tarafların kabulündedir. Davalı, sözleşme süresi içinde davacının başka firmaların mallarını sattığının saptandığını ve böylece davacının akdi feshinde haksız olduğunu savunmuş ve bu nedenle cezai şart alacağı olduğundan senedin teminat fonksiyonunun devam ettiğini belirtmiştir. Bilirkişi raporunda davacının defterlerine göre davacının sözleşme süresi içerisinde başka firmaların mallarını sattığı yolunda tespit bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının sözleşmeyi süresinden önce feshetmekte haksız olduğu ve cezai şart sorumluluğu nedeniyle teminat senedinin halen teminat fonksiyonunu sürdürdüğü yolundaki davalı savunması üzerinde durulup, tartışılarak, deliller hep birlikte değerlendirilip, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.