MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2011/519-2013/124Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan Finansbank A.Ş vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı H.. K.. vekili asıl davada davalıdan alacağı kömüre karşılık senetler verdiğini, davalının kömür vermediği gibi senetleri de iade etmediğini belirterek tanzim tarihi 21.05.2011 olan herbiri 5.930 TL bedelli, 25.10.2011, 25.11.2011 ve 25.12.2011 vadeli senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davanın davalısı T.... A.Ş vekili, davaya cevap vermemiştir.Davacı H.. K.. vekili, birleşen davada, asıl davadaki iddialarını tekrar ederek, asıl davaya konu edilen senetlerin asıl davanın davalısı tarafından birleşen davanın davalısı Finansbank A.Ş'ye tevdi edildiğini, davalı bankanın da senetleri takibe koyduğunu ve bilerek müvekkilinin zararına hareket ettiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iadesine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Finansbank A.Ş vekili, dava konusu senetlerin müvekkiline ciro yoluyla intikal ettiğini, müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu bonoların malen kaydını taşıdığı, bu kaydın malın teslimine karine oluşturduğu, davacının bu karinenin aksini yazılı delillerle kanıtlayamadığı, davacı yanca teklif edilen yemin için tayin olunan günde asıl davanın davalısının mahkemeye gelmediği, dolayısıyla yemin konusu vakıanın ikrar edilmiş ve bedelsizlik iddiasının ispatlandığının kabulü gerektiği, birleşen davanın davalısının bonoları temlik cirosuyla devraldığı, temlik cirosunun söz konusu olduğu durumlarda hem şahsi hem de mutlak def'ilerin ileri sürülmesinin mümkün olduğu, buna göre bedelsizliğe ilişkin şahsi def'inin birleşen dosya davalısına da ileri sürülebileceği, öte yandan icra baskısı altında 13.03.2012 tarihinde icra dosyasına 21.783,40 TL ödeme yapılmakla birleşen davanın istirdata dönüştüğü gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmiş, hüküm birleşen davanın davalısı Finansbank A:Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, takibe konu bonolar nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Takip ve dava konusu bonoların keşidecisi asıl ve birleşen davanın davacısı H.K., lehdarı asıl davanın davalısı T.Madencilik San. ve Tic. A.Ş, hamili ise birleşen davanın davalısı Finansbank A.Ş'dir. Davaya konu bonolar, birleşen davanın davalısı Finansbank A.Ş'ye ciro yoluyla intikal etmiştir. Bonoların keşidecisi olan davacı, cironun tahsil cirosu olması halinde lehdara karşı ileri sürebileceği şahsi def'ileri hamile karşı da ileri sürebilecektir. TTK'nun 600.(6102 sayılı TTK'nun 688.) maddesi uyarınca bir cironun tahsil cirosu sayılabilmesi için “bedeli tahsil içindir” “Kabz içindir” “vekaleten” ibaresini veya sadece tevkili ifade eden diğer herhangi bir kaydı içermesi gerekir. Dava konusu bonolardaki cirolardan bu ibarelerden herhangi biri yer almadığına göre ciroların temlik cirosu olduğunun kabulü gerekir.Hal böyle olunca TTK'nun 599. (6102 sayılı TTK'nun 687.) maddeleri uyarınca hamilin kötüniyetli olduğu kanıtlanmadıkça keşideciyle lehdar arasındaki şahsi def'ilerin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Mahkemece hamil Finansbank A.Ş hakkında bu yönler üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden birleşen davanın davalısı Finansbank A.Ş yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.