MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili; davalı ...'in müvekkili bankanın müşterisi olduğunu, davalının kendisinin izni olmadan banka çalışanı tarafından hesabındaki paranın üçüncü kişiye havale edildiği iddiasıyla müvekkili aleyhine ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/10079 sayılı dosyasında takip başlattığını, müvekkili bankanın teftiş kurulunca düzenlenen 15.12.2009 tarihli raporda sözkonusu havale işlemine ilişkin 40.000-TL'lik işlem dekontundaki imzanın davalıya ait olmadığının, ancak bu işleme ilişkin havale formundaki imzanın davalıya ait olduğunun tespit edildiğini, ayrıca banka personeli hakkında yapılan ceza yargılanmasının devam ettiğini belirterek, müvekkili bankanın davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davanın reddini savunmuş, davalı asil 21/06/2012 tarihli duruşmaya katılarak; imzanın kendi imzasına benzediğini, ancak kendisine ait olup olmadığını hatırlamadığını, banka personelinin paranı daha iyi değerlendireceğiz diyerek bir takım belgeler imzalattığını beyan etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda.... 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/4 E., 2010/369 K. sayılı ve 10.12.2010 tarihli kararı ile davacı banka çalışanı ... hakkında ''banka görevlisinin basit zimmet suçunu işlediği'' gerekçesiyle hapis cezası verildiği, davalının bu ceza dosyasında müşteki olduğu, 40.000-TL'lik havale dekontunda yer alan imzanın davalıya ait olmadığı, havale talep formundaki imza her ne kadar davalıya ait ise de, belgedeki tarihin 10.09.2009, işlem tarihinin ise 09.09.2009 olduğu ve kendi içerisinde çeliştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, banka personelinin görevini kötüye kullanması sebebiyle davalının hesabındaki paranın bilgisi dışında üçüncü kişiye havale edilmesi nedeniyle, bu paranın tahsiline yönelik banka aleyhine başlattığı icra takibi nedeniyle davacı bankanın menfi tespit istemine ilişkindir.Mahkemece, ..... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/4 E., 2010/369 K. sayılı ve 10.12.2010 tarihli kararı uyarınca mahkumiyet kararı verilmiş ise de, bu kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin 2011/7303 E., 2011/27275 K. sayılı ve 15.12.2011 tarihli kararı ile bozulduğu, ceza davasının derdest olduğu anlaşılmıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74.) maddesi uyarınca ceza mahkemesinin maddi olguyu tespitine yönelik kararı hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğundan, davalının da müşteki olduğu ve davacı banka çalışanının yargılandığı ceza davası sSONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.