Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17561 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4678 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Bolu 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/12/2014NUMARASI : 2012/25-2014/532Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ve birleşen dosya davalısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin oğlu olan davalının başlattığı icra takibine konu senedin cebir ve tehdit ile imzalatıldığını, müvekkilinin yaşı itibarıyla anlama ve idrak etme yeteneğinden de yoksun olduğunu belirterek, takip konusu senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu senedin dava dışı oğlu olan ve davalının babası olan M.. S.. tarafından boş olarak, cebir ve tehdit ile imzalatıldığını, müvekkilinin alzheimer hastası olduğunu, davalıyla senet verilmesini gerektirir bir ilişkisinin bulunmadığını belirterek takip konusu senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ve birleşen dosya davalısı, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, alınan adli tıp kurumu raporu ile davacının asıl ve birleşen dava konusu senetlerin tanzim tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşılmış ise de davalının davacının oğlu, birleşen dosya davalısının ise davacının torunu olduğu, bir annenin evladı ve torununa toplam 240.000 TL bedelli bono imzalamasının olağan olmadığını, birleşen dosya davalısı senedin eğitim gideri olarak verildiğini belirtmiş ise de, kendi rızası ile torununa eğitim gideri olarak verilecek paranın nakit olarak verilebileceği, takip ve dava konusu olmadan bu bedelin ödenebileceği, davalının davacıya ait bir kısım gayrimenkulleri ve bankadaki nakit parasını temsil ve vekalet hükümlerini kötü niyetli kullanarak üzerine geçirdiğinin mahkeme kararıyla tespit edildiği, tanık anlatımları ile davalının davacıya senedi baskı ile imzalattırdığı kanaatinin oluştuğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ve birleşen dosya davalısı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu senede ilişkin olarak, davacı N.. S..'in şikayeti üzerine, davalı M.. S.. hakkında yapılan ceza soruşturması sonucunda açığa imzanın kötüye kullanılması ve dolandırıcılık suçlarından Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi' nin 2013/233 Esas sayılı ceza davasının açıldığı, davacının açılan ceza davasında katılan sıfatıyla yer aldığı, yapılan ceza yargılaması sonunda davalı sanık hakkında beraat kararı verildiği, kararın temyiz aşamasında olup henüz kesinleşmediği dosya içerisindeki belgelerden anlaşılmaktadır.Bu durumda, BK 53 (TBK 74.) maddesi uyarınca ceza mahkemesince saptanacak maddi vakıalar hukuk hakimini de bağlayacağından, dava konusu olayla ilgili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi' nin 2013/233 Esas 2013/514 Karar sayılı ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenerek, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının ve birleşen dosya davalısının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.