MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Mahkemece verilen, davacı vekilince temyiz edilen davanın reddi kararı, Dairemiz 10.06.2014 tarih 2014/5250 E. - 2014/10761 K. sayılı ilamı ile “Dava, takibe konulan senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı iddiaları arasında senetlerdeki yazı ve rakamların müvekkiline ait olmadığı gibi senet bedellerinde tahrifat ve sahtecilik yapıldığı iddiası da mevcuttur. Mahkemece bu iddia üzerinde inceleme ve değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı iddiaları üzerinde durularak dava konusu senetlerde tahrifat yapılıp yapılmadığı konusunda Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp tüm deliller değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.“ gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu senetlerde tahrifat yapılıp yapılmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, inceleme konusu senetler üzerinde rakamla ve yazı ile değerin belirtildiği bölümlerde tahrifat (ekleme, ilave, vb) yapıldığını gösteren herhangi bir bulguya rastlanılmadığının belirtildiği, raporun gerekçeli, bozma gereklerine uygun bulunması nedeniyle esas alındığı, takibe konu senetlerde her hangi bir tahrifat ve ekleme yapılmadığı, davacı vekilinin son celsede duruşmaya gelmediği, davalı vekilinin davayı takip edeceklerini bildirmesi nedeniyle davaya devam edildiği gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, HMK. madde 186 uyarınca tahkikat aşamasının bitiminden sonra sözlü yargılama aşamasına geçilmesi ve hükmün açıklanması için tayin olunacak gün ve saatte, tarafların hazır bulunmalarını sağlamak için davetiye çıkarılması gerektiği halde mahkemece bu usul hükmüne uyulmaksızın, ayrıca alınan bilirkişi raporunun da davacıya tebliğ edilmeksizin, davacının savunma hakkını kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.