MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi.. Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili banka ile davalılardan... Arasında 30.03.2011 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine başlatılan takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalılar aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı banka ile davalı..... arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve kredi çerçeve sözleşmesi dikkate alındığında asıl borçlunun dosya kapsamından doğan tüm borçlarından kefillerin sorumlu olduğu, banka tarafından hesap kat edilerek asıl borçlu ve kefillere kat ihtarının tebliğe çıkartıldığı, asıl borçluya ve kefillerden ... ve ...'e ihtarnamenin tebliğ edildiği, bu davalıların 28.04.2013 tarihinde temerrüde düştükleri, diğer davalı....'ye ihtarname tebliğ edilmediği, bu nedenle takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8. maddesine göre bankanın depo talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı bankanın temyizi davalılardan.....'ne yöneliktir. Davalı ...... kredi sözleşmesinin kefili olup sözleşmede kefalet limitinin toplam 10.000.000 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK'nın 589. maddesi hükmüne göre kefil, kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere asıl borç ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından ve ayrıca kendisi temerrüde düşmüş ise temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur. Hal böyle olunca açıklanan bu husus gözetilerek takip ve dava konusu edilen kredi alacağı yönünden kefilin sorumluluğunun kapsamının belirlenmesi için bankanın itirazları da gözetilerek bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, 21.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.