Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17032 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11981 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 30/09/2013NUMARASI : 2011/372-2013/321Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, kredi kartı üyelik sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalayan davalıya karşı kredi kartından doğan alacağın tahsili için dava dışı asıl borçlu ile birlikte başlatılan ilamsız icra takibinde davalının 150,00 TL ye kefil olduğundan bahisle 150 TL ana parayı ferileriyle birlikte ödediğini ve takipte kalan miktara itiraz ettiğini ileri sürerek davalı-kefilin itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış, 06.10.2011 tarihli celsedeki beyanında davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen 24.06.2013 tarihli ek bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında çözülmesi gereken asıl ihtilafın, kefalet limitinin miktarı konusunda olduğu, davalının imzaladığı matbu kredi kartı üyelik ve kredi sözleşmesinin 19.maddesindeki azami harcama limitindeki kısım boş olup el ile 1.500.000.000 TL olarak yazıldığı, çıplak gözle dahi sözleşmedeki el ile yazılan yazılarla, limite ilişkin rakamların yazıldığı yazının farklı kalem ve el ürünü olduğunun anlaşıldığı, davalının ise sözleşmedeki limitin boş olarak kendisine imzalatıldığını, kefil olduğu tarihteki kredi kartı limitinin 150.000.000 TL olduğunu iddia ettiği, gerçekten de celp edilen kredi kartı teklif mektubu,banka ihtarı ve dosyaya sunulan 1998 tarihli hesap ekstrelerinde limit olarak 150.000.000 TL (şimdiki 150,00 TL) yazılı olduğunun görüldüğü, bu durumda davacının, sözleşmenin imzalandığı tarihte limitin davalı tarafından bilinerek 1.500.000.000 TL olarak imzalandığını davacının yazılı delillerle ispat edemediği, ayrıca Yargıtayın yerleşik içtihatlarıyla da kabul edildiği üzere kredi kartına kefilin sorumluluğu kartın alındığı tarihteki kefalet limiti ile sınırlı olup, sonraki limit arttırımlarından kefilin sorumlu tutulamayacağı, bu durumda davalının kefalet limitinin 150.000.000 TL (yeni 150,00 TL) olduğu kabul edilerek bilirkişiden bu limit üzerinden hesaplama yaptırılarak aldırılan rapora göre davalı kefilin borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kredi kartı alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı kefalet limitinin 150,00 TL olduğunu ve bu miktarın ferileri ile birlikte takipten sonra ödendiğini savunmaktadır.Kredi sözleşmesinde farklı evsafla kalemler kullanılmış olması kefalet miktarının sonradan doldurulduğu anlamına gelmeyeceği gibi sözleşmenin geçerliliğine de etki etmez. Dava konusu 06.04.1998 tarihli kredi kartı ve üyelik sözleşmesinin 19. maddesinde elle “1.500.000,000” TL yazılıdır. Sözleşmenin bu maddesinde kredi kartı limiti belli iken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.