MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalılardan ...'na, davacı banka tarafından aylık taksit ödemeli ticari kredi ve ticari kredili mevduat kredisi kullandırıldığını, diğer davalıların genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu bulunduklarını, muhataplara gönderilen ihtarname ile hesabın kat'ının sağlandığı, alacağının tahsil edilememesi sebebiyle başlatılan icra takibine borçluların kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ...; davacı bankaya borcunun olmadığını, asıl borçlunun alacağın büyük bir kısmını ödediğini, bankanın faiz miktarının aşırı olduğunu, hesabın kat edildiğine ilişkin kendisine ihtarname tebliğ edilmediğini, temerrüt şartlarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Hatay 3.İcra Müdürlüğünün 2012/8525 sayılı dosyasındaki takibin, davalı ... aleyhine, 6.974,12 TL asıl alacak üzerinden devamına ,diğer davalılar bakımından açılan davanın reddine, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.1- Dava, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmelerine davalılar ..., ..., ...'nun vermiş olduğu kefalet nedeni ile sorumluluklarına dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. ... sözleşmedeki imzayı kabul etmemiş, diğer davalılar ise sözleşmedeki imzalarını inkar etmemiştir. Kefiller, kefalet ettikleri sözleşmelerden dolayı asıl borçlunun borcundan kefalet limiti kapsamında tüm feriler dahil olmak üzere ( temerrüt faizi, masraflar ) sorumludur. Bunun dışında kefil temerrüde düşürülmüş ise asıl borçtan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile de sorumludur. Sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu uyarınca kefil hakkında icra takibi yapılabilmesi için ayrıca kendisine temerrüt ihtarında bulunulmasına gerek yoktur. Temerrüt ihtarı kefile tebliğ edilmedi ise kefilin temerrüdünün, takip tarihinde başladığı kabul edilir.Bu durumda öncelikle , sözleşmelerdeki imzasını inkar eden davalı yönünden imza incelemesi yapılmalı, imza adına ait çıkarsa açıklanan kural çerçevesinde, bütün davalıların takip tarihi itibari ile kefalet sorumlulukları belirlenip, bu konuda alınacak bilirkişi raporuna göre bir karar verilmesi gerekir.Bu yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2- Diğer yandan alacak likit olup, İİK 67.madde uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu talebin reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) no.lu bentlerde belirtilen nedenlerle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine 14/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.