Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16726 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1925 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı, lenf kanseri hastalığına yakalandığını, kendine bir meşguliyet olarak “....” isimli işyerini açtığını, davalı ile imzalanan sözleşme ile davalının ürünlerini satın almayı ve işyerinde müşterilerine pazarlamayı üstlendiğini, sözleşme kapsamında cezai şartın teminatı olarak 19.000 TL bedelli imzalı boş bononun kendisinden alındığını, özürlüler grubundan öğretmen olarak atanması nedeni ile işyerini kapatmak zorunda kaldığını, davalı yana borcunun bulunmadığını, buna rağmen davalının elindeki boş bononun diğer kısımlarını doldurarak kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine giriştiğini, iş yerini mucbir sebepten dolayı kapatmak zorunda kaldığını, sözleşmeye aykırılığının bulunmadığını, cezai şartın istenemeyeceğini ileri sürerek icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, bononun ve takibin iptaline ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının sözleşmenin imzalandığı tarihte de hastalığından haberdar olduğunu, öğretmen olarak ataması çıktığında işyerini kapattığını, sözleşmeye aykırı davrandığını, cezai şart karşılığı alınan bononun da takibe konu edildiğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, bononun sözleşmede kararlaştırılan cezai şarta karşılık olarak verildiği, davacının sözleşmede kararlaştırılan miktarda mal alarak taahhüt edilen kotayı sağladığı gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, sözleşmeye aykırılık durumunda öngörülen cezai şart alacağının teminatı olarak verilen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde aylık asgari alım miktarları belirtilmiş, aynı sözleşmenin 5. maddesinde ise, sözleşme süresi içinde sözleşme hükümlerinden herhangi birine aykırı hareket edilmesi halinde davacının davalıdan almış olduğu tüm yardım, katkı ve sabit yatırım bedelini faizi ile davalıya iade etmeyi ve ayrıca cezai şart olarak 19.000 TL yi hiç bir ihtara hacet kalmaksızın davalıya nakden ödemeyi bu cezai şarttan indirim istememeyi kabul ettiği hükme bağlanmıştır. Mahkemece alınan ve benimsenen bilirkişi raporunda, davacının sözleşmede taahhüt ettiği kadar mal alımında bulunmadığı, kotayı doldurmadığı denildiği halde yerel mahkemenin gerekçesinde davacının sözleşmede belirtilen miktarda mal alımında bulunarak taahhüt ettiği kotayı doldurduğu şeklindeki kabulü gerekçenin kendi içinde çelişki oluşturduğu gibi somut olayda, davacının sözleşme süresi sona ermeden davalıdan mal alımını durdurduğu, işyerinin faaliyetine son verdiği sabit olduğundan mahkemenin bunun aksi yönündeki gerekçesinde ve bu gerekçeye dayalı hükmünde de isabet görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 14.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.