Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16703 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14250 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... ile davalı vek.Av....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile dava dış....arasında düzenlenen genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri ile business card üyelik sözleşmesini davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, hesap kat ihtarlarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, ödeme emri ve takip talebinde müvekkilinin ne miktarda ve hangi sözleşmeden sorumlu olduğu hususunda bir açıklık bulunmadığını, davacının delil ve sözleşmeleri dosyaya sunduğunda daha ayrıntılı beyanda bulunacaklarını bildirerek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı kefile kat ihtarnamesi tebliğ edilemediği için temerrüdünün takiple başladığı, davalının kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içermediği gibi, Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Zira bilirkişi raporunda her bir kredi türü için temerrüt faizi oranlarının ne şekilde hesaplandığı, faiz oranlarına ilişkin dayanak belgelerin (özellikle de ticari kredi kartı için) gösterilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı bankadan dava ve takip konusu krediler için uygulanacak temerrüt faiz oranlarıyla ilgili belgeler getirtilip, bu konudaki sözleşme hükümleriyle birlikte değerlendirilmek suretiyle bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Öte yandan şirket kredi kartıyla ilgili kurulan hükmün ilk fıkrasında faize faiz yürütülmesine olanak sağlayacak şekilde 6098 sayılı TBK.nın 121/son maddesine aykırı biçimde hüküm kurulması da kabul şekli itibariyle isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.