Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16543 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1275 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ksımen redine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, davalının.... Asliye Ticaret Mahkmesi'nin 2013/228 D.iş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitte iş yerinin müvekkili şirket ve distribütör ile imzalanan 17.01.2011 tarihli sözleşmenin 16. maddesine aykırı olarak kapatıldığı veya 3. şahsa devredildiğinin ortaya çıktığını, bu durumda sözleşmenin anılan maddesi hükmü uyarınca davalının sözleşme gereği aldığı her türlü mali yardım ve katkı ile birlikte 40.000 ABD Doları cezai şartı nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ileri sürerek, 40.000 ABD Doları cezai şartın dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca ... ödenen en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığı ile tahsilini, ayrıca davalıya verilen 25.740,00 TL tutarındaki mali katkının dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan açık satış noktası sözleşmesinde davacı şirketin kendi ürünlerini satma, pazarlama, dağıtım görev ve yetkisini ....ne bıraktığı, bu şirketin sözleşmede bayi veya distribütör olarak adlandırıldığı, müvekkilinin aynı sözleşmede işletici olarak anıldığını, müvekkilinin sözleşme konusu iş yerinde davacı şirketin ürünlerini satmayı üstlendiğini, sözleşmenin 11. ve 14. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde 11. maddesinde belirtilen 9.240,00 TL lik satış arttırıcı çalışmalara katkı payı ve 75 adet 50 litrelik ....biranın işletmenin dekorasyonu için verilmiş olduğunu, müvekkiline nakit para verilmediğini, müvekkilinin 2013 yılında yaşadığı ekonomik sıkıntı sebebiyle işletmeyi davacıya haber vererek sözleşmenin 6. maddesi hükmüne uygun olarak başka bir işletmeciye devrettiğini, bu işletmecinin de davacının ürünlerini sattığını, bu durumda davacının talep ettiği cezai şartın hükümsüz olduğunu, sözleşmenin 11. ve 14. maddesi kapsamında yapılan mali yardımın dekorasyon kapsamında olduğu, bu dekorasyonun birden fazla işletmeci için tek bir dükkana ve bir sefer yapıldığı karşısında müvekkilinden tekrar istenmesinin sebepsiz zenginleşme kapsamında kaldığından kabul edilemeyeceğini, davacı şirketçe poromosyon amaçlı olarak verilen 50 litrelik toplam 70 fıçı bira bedelinin de sektörde satılan ürünün %10'u kadar bedelsiz ürün verilmesinin ticari adetten olduğunu, davacının verdiği promosyonların karşılığını fazlasıyla aldığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin kusuru bulunmadığından fahiş miktardaki cezai şartın istenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen 16.07.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı tarafından 17.01.2011 tarihli sözleşmenin hükümleri ihlal edilerek ticari işletmenin, davacı şirketin yazılı onayı alınmaksızın sözleşmeye aykırı bir biçimde dava dışı...'e devir edildiği, davalının yazılı olarak bir mücbir sebep de ileri süremediği, davalının edimlerini yerine getirmediği, cezai şartın asıl borçtan ayrı bağımsız bir nitelik taşıdığı, davalı işletmesinin geçmiş yıl zararına ve 2011, 2012 yıllarına ait dönem net kârlarına itibar edildiğinde 40.000 ABD Dolarından ibaret cezai şartın aynen uygulanmasının mahvına sebebiyet verilebileceği anlaşıldığından, davacı şirketin cezai şart talebinin reddine, ancak 9.240-TL nakdi 16.500-TL mali katkı tutarlarından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 9.240,00-TL nakdi, 16.500,00-TL mali katkı bedelinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacı vekilinin cezai şart talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 16. maddesine göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davacı vekilinin temyizi yönünden; dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 22. maddesine göre; "tacir sıfatına haiz borçlu, TBK'nun 482. maddesinin 3. fıkrasında yazılı hallerde aşırı ceza kararlaştırılmış olduğu iddasıyla sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez." Kural bu olmakla birlikte kararlaştırılan cezai şartın, tacir olan borçlunun ekonomik yönden yıkımına yol açacak oranda yüksek olduğunun saptanması halinde cezai şarttan indirim yapılabileceği Yargıtay uygulamasıyla kabul edilmektedir. Ne var ki, indirim yapılırken her somut olayın kendi içerisinde ve kendi koşullarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesine gelince, bilirkişi raporunda bu konu ile ilgili belirlemeler gözetildiğinde, sözleşmede kararlaştırılan cezai şarttan makul bir indirim yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken cezai şart talebinin tümden reddi doğru olmadığı gibi, bu şekilde indirim yapılması veya cezai şartın tamamen kaldırılması kararları hakimin takdirine bağlı hususlardan olup, davacının dava açarken cezai şarttan indirim yapılacağını bilemeyecek durumda olması nedeniyle bu sebeple reddedilen cezai şart bakımından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.SONUÇ : (1) nolu bentte açıklanan nednelerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine 09.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.