Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16484 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 891 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Dava, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin, yine taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince sona erdiğinden bahisle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu takip dosyasında alacaklının 84.000 TL.asıl alacağını fer’ileri ile birlikte 04.08.2010 tarihinde ...’a temlik ettiği, temliknamenin borçluya icra dairesince 12.03.2011 tarihinde tebliğ edildiği, temliknamenin yapıldığı tarihten sonra temlik alan lehine icra veznesine para girmediği, davaya dayanak 23.11.2009 tarihli protokole dosya içerisinde rastlanılmadığı gibi, bu konuda bir talebin de olmadığı, temlik alacaklısı ...’ın kötüniyetli olduğuna veya protokolden haberinin bulunduğuna ilişkin bir vakıanın tespit edilemediği, bu konuda yapılmış bir şikayete rastlanılmadığı, icra takibinden sonraki menfi tespit davasının temlikname gereği takip alacaklısı olan ... aleyhine açılması gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davalı ... dava konusu alacağını yazılı temlikname ile davadan önce ... isimli kişiye temlik etmiş ve anılan temlikname davacıya tebliğ edilmiştir. Bu durumda somut olay bakımından dava tarihi itibariyle davaya konu edilen alacak yönünden davalı ...’un pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkeme kararında ... isimli kişi dahili davalı olarak gösterilmiş olup, gerekçe bölümündeki ifadelerden bu şahsı da etkileyecek biçimde hüküm kurulduğu anlaşılmakta ise de, usul hukukumuzda mecburi dava arkadaşlığı dışında dahili dava şeklinde müesseseye yer verilmemiştir. Kural olarak ıslah yoluyla da olsa bir davada taraf değiştirilemeyeceği gibi, hükmün davanın taraflarına yönelik olarak kurulacağı usul hukukunun temel prensiplerinden biridir. Mahkemece belirtilen ilkeler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.