Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16462 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 217 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Patnos 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/06/2014NUMARASI : 2013/190-2014/404Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. A.B. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak icra takibi yaptığını, icra takibinin başlangıcından günümüze kadar olan ve değişen oranlara göre faiz miktarının kademeli olarak hesaplanarak faiz talep edilmesi gerekirken 2002 yılından bu yana %70 oran üzerinden faiz uygulanarak talepte bulunulduğunu, fahiş faiz tutarının borçlunun ekonomik olarak mahvına neden olduğunu, faiz tutarının yeniden kademeli olarak hesaplanıp, fazla talep edilen miktarın borç miktarından düşülmesi gerektiğini iddia ederek, fazla talep edilen faiz miktarından dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, 2002 yılanda davacı hakkında icra takibi yapılıdığını ve itirazsız takibin kesinleştiğini, 11 yıl önce muaccel olan bir alacak için menfi tespit davası açıldığından davanın zamanaşımına uğradığını, icra hukuk mahkemesince faize yönelik itirazın reddedildiğini ve hükmün kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, süresi içerisinde davacı tarafından itiraz edilmediği takibin kesinleştiği, aynı dava konusuna ilişkin Patnos İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/7 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın reddedildiği, kesinleşen faiz oranının değiştirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, kesinleşen icra takibi ile talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranından kaynaklanmaktadır.Dava konusu icra takibi bonoya dayanmaktadır.Taraflar arasında akdi faiz ve temerrüt faizi yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığına göre faize ilişkin uyuşmazlığın 3095 Sayılı Kanun'da düzenlenen kanuni faiz ve temerrüt faizi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin takip hukukuna ilişkin olup, maddi hukuk açısından kesin hüküm oluşturmayan icra hukuk mahkemesi kararı ile takibin kesinleşmiş olması karşısında takipte talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranının yerinde olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.