Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16342 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10188 - Esas Yıl 2015





Davacı ... vek. Av. ... ile davalı ......'den temlik alan... (eski adı:....) vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında...1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10/04/2013 gün ve 2009/302-2013/122 E.K. Sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 24/03/2015 gün ve 2015/171- 2015/4115 E.K. sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Dava, davacının avalist olarak imzalamış bulunduğu.... İcra Müdürlüğü’nün 2009/880 sayılı kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takip dosyasına konu edilen 08/01/2009 vade tarihli 100.000 TL bedelli bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bu bonoya dayalı olarak davalı bankanın 19/01/2009 tarihinde ihtiyati haciz kararı aldığı ve davacıya 28/01/2009 tarihinde protesto gönderildiği daha sonra da sözü edilen icra takibinin yapıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Somut olay bakımından uyuşmazlık dosyaya bir örneği sunulan “ilgili makama” başlıklı 09/10/2008 tarihli belgenin dava konusu bonoyu avalist sıfatıyla imzalayan davacıyı bu bonodan dolayı sorumluluktan kurtarıp kurtarmayacağı noktasında toplanmaktadır. Anılan belgede “...’nun şubemiz müşterilerinden .... mobis nolu ...i’nin kullandığı krediler ile ilgili sorumlu olduğu tutara karşılık 29/09/2008 tarihinde 10.000 YTL sağlamış olup, ilgili şahsın kredilere kefil olarak sorumluluğu kalmamıştır” ifadelerine yer verilmiştir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere sözü edilen belge kullanılan kredilere kefaletle ilgili olup, makbuz niteliğindedir. Somut olayda ise, bonoda aval veren durumunda olan davacının sorumluluğu söz konusudur. Yukarıda belirtilen belge içeriğinde dava konusu bonodan bahsedilmemiştir. Kambiyo senetleri sebepten mücerret borç senetleridir. Öte yandan, kambiyo taahhüdünde bulunulması sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça borcun tecdidi (yenilenmesi) anlamına gelmez.Mahkemece, uyuşmazlığın belirtilen bu kurallar gözetilerek çözümlenmesi ve deliller hep birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulması gerekirken ilamda yazılı nedenlerle onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzletme talebinin kabulü ile Dairemizin, 24/03/20015 tarih 2015//171 E, 2015/4115 K. sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün belirtilen gerekçelerle BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin harcın istek halinde iadesine 07/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.