Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1632 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 7905 - Esas Yıl 2007
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava, 15.03.2005 tarihli Akaryakıt Satış Sözleşmesi, faturalar ve veresiye fişlerinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacıdan mal almadıklarını, sözleşmeyi imzalayan kişinin tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili kişi olmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, sözleşme ile benimsenen bilirkişi raporu karşısında1 davanın kısmen kabulü ile davalının icra dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin 10.603.24 YTL üzerinden, takipten itibaren ana alacak 7.915.21 YTL'ye sözleşmede belirtilen aylık %7, yıllık %84 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına, ana alacak üzerinden hesaplanan 3.166.08 YTL %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- BK'nın 101. maddesi uyarınca "Borcun ifa edileceği gün taraflarca müttefikan tayin edilmiş olmadıkça, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur". Taraflar arasında düzenlenen Akaryakıt Satış Sözleşmesinde kararlaştırılan temerrüt faizinin, fatura tarihinden itibaren işleyeceği belirtilmiş ise de, fatura tarihi önceden belli olmadığından anılan sözleşme hükmü BK'nın 101. maddesi anlamında borcun ifa edileceği günün, taraflarca müttefikan kararlaştırıldığı biçiminde yorumlanamaz. Takipten önce ihtar da gönderilmediğine göre, temerrüt tarihi olarak takip tarihinin esas alınması gerektiği düşünülmeden mahkemece, fatura tarihlerinden itibaren faiz hesabı yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 25.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.