Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16278 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2137 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi.Taraflar arasındaki birleşen tapu iptali ve tescil, menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı-birleşen dosya davacısı vekilince duruşmalı davalı-birleşen dosya davalısı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-birleşen dosya davacısı vek. Av. ... ile davalı-birleşen dosya davalısı vek. Av. ...'ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, asıl davada, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 01.08.2008 tarihli harici satış sözleşmesine göre müvekkilinin vereceği 320.000 Euro karşılığında 6 adet taşınmazın müvekkiline devrinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin edimlerini fazlasıyla yerine getirdiğini, ancak davalının sadece iki adet taşınmazın mülkiyetini müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin davalıya 83,82 Euro borcu kaldığını, diğer dört taşınmazın müvekkiline devredilmediğini belirterek 4 adet taşınmazın tapu kaydının iptaline, müvekkili adına tesciline, bu talepleri kabul edilmezse ödenmiş olan bedellerin ödeme gününden itibaren hesaplanacak TCMB'nin en yüksek reeskont faiziyle birlikte ve denkleştirici adalet kuralı ilkesi gereği davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının 150.000 Euro ödediğini ayrıca 2 adet toplam 20.000 TL'lik çek verdiğini, davacının sözleşme gereği verdiği 2 adet toplam 170.000 Euro'luk senetleri ödemediğini, 320.000 Euro'nun 2 adet taşınmazın karşılığı olarak kararlaştırıldığını, 2 adet taşınmazın da davacıya devredildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davacı vekili, birleşen... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/140 Esas sayılı dosyasında, davalının üç adet bonoya dayalı takip başlattığını, takibe konu bonoların 01.08.2008 tarihli sözleşme uyarınca verildiğini, ancak davalının edimlerini tam olarak yerine getirmediği için dava konusu bonoların bedelsiz kaldığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takip tutarı üzerinden kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, asıl davadaki savunmalarına benzer beyanlarda bulunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre, 01.08.2008 tarihli harici satış sözleşmesiyle davalıya ait 6 adet taşınmazın 320.000 Euro karşılığında davacıya devrinin kararlaştırıldığı, davacının 150.000 Euro ödeme yaptığı, davalının ise 2 adet taşınmazı davacıya devrettiği, taşınmazların haricen satışı konusundaki sözleşmelerin geçersiz olduğu, bu tür sözleşmeye dayalı olarak mülkiyetin devrinin talep edilemeyeceği, ödenen 150.000 Euro'nun 265.710 TL'ye karşılık geldiği, devredilen 2 adet taşınmazın toplam değerinin resmi akitlere göre 225.000 TL olup devri yapılamayacak olan taşınmazlar ve geçersiz satış nedeniyle davalının davacıya 40.710 TL'yi iade etmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 40.710 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, birleşen davada ise sözleşme geçersiz olduğundan senetlerin de bedelsiz kaldığı, senetlerin yargılama sırasında ödendiği, bu itibarla ödenen bedelin istirdadı gerektiği gerekçesiyle birleşen davanın kabulüne, takip dosyasına ödenen 227.857,97 TL'nin birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen dosya davalısı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2)Davacı-birleşen dosya davacısı vekilinin temyizine gelince; birleşen dava devam ederken takip konusu bono bedellerinin ödenmesi sebebiyle menfi tespit davası İİK'nun 72. maddesi uyarınca kendiliğinden istirdada dönüşmüş olup mahkemece, ödenmek zorunda kalınan toplam bedelin istirdadına hükmedilmesi gerekirken sadece harca esas değer olarak gösterilen takipte istenen tutara hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı- birleşen dosya davalısı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı-birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı-birleşen dosya davacısı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalı-birleşen dosya davalısından alınarak davacı-birleşen dosya davacısına verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.