MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-KARAR-Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandığını, davalının gönderdiği 17.08.2012 tarihli ihtarname ile toplam 43.663,67 TL müvekkilinin borcu kaldığını bildirdiğini, bu tutarın nasıl hesaplandığı, hangi alacaklardan kaynaklandığının açık olmadığını, yine bu ihtarname ile gayrı nakit kredi borcundan dolayı müvekkilinden 40.000 TL depo etmesinin istendiğini, müvekkilinin kullandığı krediye karşılık davalı banka lehine ipotek tesis ettiğini, ipoteğin anapara ipoteği olup, sadece kullanılan kredi için geçerli olduğunu, ancak davalı bankanın müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı takipte asıl alacak olarak 132.151,92 TL istendiğini, ipotekli takipte gayrı nakit alacağın depo edilmesinin istenemeyeceğini, ihtarnamede istenilen 43.663,67 TL'ye rağmen bu miktar üzerinden takibe geçilmesinin de doğru olmadığını, yine % 72 oranında faiz talebinin fahiş olduğunu belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve % 100 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı hakkında başlattıkları icra takibinin kesinleştiğini, takip tarihi itibariyle 46.395,88 TL'si nakit, 31.000 TL'si gayri nakit alacak olmak üzere toplam 77.395,88 TL alacakları olduğu yönünde icra müdürlüğüne beyanda bulunarak, takip talebinin düzeltildiğini, yapılan takibin usul ve yasaya uygun olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davalının davacı aleyhine 11.09.2012 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı takipte 132.151,92 TL'si asıl alacak olmak üzere toplam 137.037,19 TL talep ettiği, davalının daha sonra 03.12.2012 tarihinde düzeltme dilekçesi vererek, 46.395,88 TL nakit ve 31.000 TL de gayrı nakit olmak üzere talebini toplam 77.395,88 TL'ye indirdiği, bu düzeltme dilekçesinin muhtırayla 06.12.2012 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, buna rağmen davacının ilk takip talebindeki 137.037,19 TL üzerinden menfi tespit davası açmasının doğru olmadığı, bu itibarla 90.641,31 TL miktar için davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, davalı bankanın 03.12.2012 tarihli düzeltme dilekçesindeki miktar yönünden yapılan incelemede ise davalının takip tarihi itibariyle toplam 77.329,28 TL alacağının bulunduğu, % 72 oranındaki faizin sözleşmeye uygun olduğu gerekçeleriyle davacının 90.641,31 TL yönünden açtığı davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, bakiye miktara yönelik dava yönünden ise davanın kısmen kabulüne, davacının davalı bankanın 03.12.2012 tarihli düzeltme dilekçesinde fazladan talep ettiği anlaşılan 9,94 TL asıl alacak ile 56,35 BSMV'den dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, 23.10.2012 tarihinde... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılmış ve anılan mahkemenin verdiği görevsizlik kararı üzerine.... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gelmiştir. Davanın temelini oluşturan icra takibi ise 11.09.2012 tarihinde başlatılmış olup, bu icra takibinde toplam 137.037,19 TL nakit alacak talebinde bulunulmuştur. Bu durumda, davanın açıldığı tarih itibariyle aleyhine girişilen 11.09.2012 tarihli takipten dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti konusunda dava açmakta hukuki yararı bulunduğu halde mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasına hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.