Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16227 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4480 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili; taraflar arasında iki farklı kategoride üzüm alımı konusunda anlaşma yapıldığını, bu anlaşma uyarınca müvekkilinin teminat olarak davalıya ''Avrupa standartlarına uygun kalite'' kategorisindeki üzüm için 10.000-TL ve 11.900-TL olmak üzere toplam 21.900-TL tutarında iki adet çek verdiğini, ''geç ürün'' adı verilen üzüm için de 21.000-TL bedelli bir senet verdiğini, davalının ''Avrupa standartlarına uygun kalite'' kategorisindeki üzümü müvekkiline teslim ettiğini, bu teslime karşılık müvekkilinin 10.000-TL bedelli çeki ödeyerek bu çeki iade aldığını, 11.900-TL bedelli çek yerine ise davalıya aynı tutarda senet verdiğini ve bu senedi de ödemek suretiyle geri aldığını, ancak davalının sözkonusu 11.900-TL bedelli çeki müvekkiline iade etmediğini, ayrıca davalının ''geç ürün'' kategorisindeki üzümü teslim etmediği halde bu üzüme karşılık teminat olarak aldığı 21.000-TL bedelli senedin 10.000-TL'lik kısmına yönelik olarak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını belirterek;... İcra Müdürlüğü'nün 2009/7461 sayılı takip dosyasında 21.000-TL bedelli senedin sadece 10.000-TL'si takibe konu edildiğinden, müvekkilinin sözkonusu takip dosyasında ferileri ile beraber 10.598-TL tutarında borçlu olmadığının tespiti ile yine dava konusu 6322137 seri nolu ve 11.900-TL çekten dolayı da müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davacı tarafın ibraz ettiği alım sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, dava konusu çek ve senedin teminat amacıyla verilmediğini, tarafların 21.900-TL satış bedeli için anlaştıklarını, davacının toplam 21.900-TL tutarında iki çeki müvekkiline verdiğini, ancak daha sonra davacının isteği ile borcun yeniden yapılandırılarak müvekkiline iki çek yerine 900-TL nakit para ve dava konusu 21.000-TL bedelli senedin verildiğini, 10.000-TL bedelli çekin davacıya iade edildiğini, 11.900-TL'lik çekin ise bankada takasta olması nedeniyle iade edilemediğini, daha sonra müvekkilinin bu çeki bankadan alarak iade için davacı şirkete gittiğini, şirket merkezinin kapatılmış olduğunu görünce paniğe kapılarak elindeki çekle ilgili karşılıksız çek şikayetinde bulunduğunu, ancak bu çeki icra takibine konu etmediğini ve sözkonusu 11.900-TL çek bedeli düşüldükten sonra bakiye kalan 10.000-TL alacağı için de 21.000-TL bedelli senedin sadece 10.000-TL'si yönünden icra takibi başlattığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı tarafın itiraz ettiği alım sözleşmesinde davalıya atfen adına atılmış imzanın davalı ... eli mahsulü olduğunun tespit edildiği, 01.04.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda davacıya teslim edilen ürün karşılığında 21.000-TL'lik borcun senetle veya çekle davalıya ödendiğine dair bir delil bulunmadığının tespit edildiği, davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı ve yemin teklif etme hakkını kullanmadığı, böylece davalı tarafından davacıya teslim edilen ürünlerin bedellerinin davacı yanca ödenmemiş olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ile üzüm alımı konusunda anlaşarak 05.09.2008 tarihli alım sözleşmesi imzaladıklarını, davalıya 21.000-TL tutarında bir senet ile toplam 21.900-TL tutarında iki adet çeki teminat olarak verdiklerini, davalının ''geç ürün'' adı verilen ürünü teslim etmediğini ve sözleşmeye uymadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur.Davacı mahkemeye 05.09.2008 tarihli Alım Sözleşmesini sunmuş, bu sözleşmedeki imzaların taraflara ait olduğu anlaşılmıştır. Sözkonusu sözleşme uyarınca taraflar arasındaki satışın avans ödemeli satış olduğu, teslimin daha sonra yapılacağı belirlenmiştir. Dosyaya sunulan 20.10.2008 tarihli belgede ..... nolu çekin yerine senet aldığını, çekin bir hükmünün bulunmadığını bildirmiştir. Somut olayda avans mahiyetinde teminat çeki ve senedi alınan satışta davalının mal teslim ettiğini kanıtlaması gerekir. Mahkemece yukarıda açıklanan belgeler üzerinde durularak, teslim konusundaki ispat yükünün de davalıda olduğu kabul edilip, tarafların delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.