MAHKEMESİ : Asliye Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasında madeni yağ alım satımı nedeniyle ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirket tarafından, müvekkili aleyhine davadışı.... İcra Müdürlüğü' nün 2011/8869 sayılı dosyasından 3 adet çeke dayalı olarak 71.000-TL asıl alacak üzerinden icra takibinde bulunulduğunu, davalı şirketin ayrıca müvekkili aleyhine işbu davaya konu edilen.... İcra Müdürlüğü' nün 2011/9610 sayılı dosyasından, tahsilde mükerrer olmama kaydı düşmeksizin 15/06/2011 vade tarihli 164.000-TL bedelli, "malen" ibareli bonoya dayalı olarak icra takibi yaptığını, ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıya sadece 71.000-TL borcu olduğunu, ancak davalının, bu şekilde iki takiple müvekkili aleyhine toplamda 235.000-TL miktarlı icra takibi yaptığını belirterek, müvekkilinin.... İcra Müdürlüğü' nün 2011/9610 sayılı dosyasına konu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, icra takibinden yaklaşık 2 yıl sonra davacı tarafından işbu davanın açılmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, taraflar arasında madeni yağ alım satımı olduğunu, davacının dava konusu senedi tanzim ederek müvekkiline verdiğini, bu senet karşılığı malların davacıya teslim edildiğini, kaldı ki malen kayıtlı senetlerde malın teslim edildiğinin karine olup, aksini davacının yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, malen kaydını içeren bir kambiyo senedinin teslim alınan mal karşılığında düzenlendiğinin karine olarak kabul edildiği, buna göre davacının keşide edilen bono karşılığında kendisine mal teslim edilmediğini kanıtlaması gerektiği, ancak, davalı vekilinin yargılama aşamasında davalı şirketin 21.959,20 TL bakiye cari alacağı ve karşılıksız çıkan 6 adet çek bedelleri toplamı 142.000-TL tutarındaki alacağa karşılık olmak üzere davacının borcunun tecdit edilerek dava konusu 164.000-TL bedelli bononun alındığını belirterek senedi talil ettiği, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu' nun 133.maddesi uyarınca, yeni bir borçla mevcut bir borcun sona ermesinin ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olacağı, mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunulmasının tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmayacağı, yenileme sözleşmesi yapıldığını ispat yükünün ise bunu iddia edene ait olduğu, somut olayda, davalının buna dair bir sözleşme ibraz etmediği, ancak, dava dilekçesinde davalı şirkete 71.000-TL tutarında borç olduğunun kabul edilmiş olup, davadışı takibe konu edilen üç adet çekin olduğu, bunun dışında karşılığı çıkmayan ve icra takibine de konu edilmeyen diğer üç çekin toplam bedelinin 71.000-TL olduğu, karşılıksız çıkan bu çeklerden davacının borcunun bulunduğu gibi, takip tarihi 24.06.2011 itibariyle davacı şirketin ayrıca 21.959,20-TL miktarında cari hesap borcunun olduğu, bu durumda davalı şirketin alacaklı olduğu miktarın 71.000-TL' ye 21.959,20-TL' nin ilavesiyle, toplam 92.959,20 TL olup, takibe konu 164.000-TL bedelli bono nedeniyle davacı borçlunun borçlu olmadığı kısmın ise 71.040,80-TL olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, Denizli 8. İcra Müdürlüğü' nün 2011/9610 sayılı takibe konu 15.04.2011 tanzim ve 15.06.2011 vade tarihli 164.000-TL miktarlı bono nedeniyle davacının, davalıya 71.040,80 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, takibe ilişkin tedbir kararı mevcut olmadığından reddolunan kısım üzerinden davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı, icra takibine konu senetten dolayı borçlu olmadığını belirterek, menfi tespit isteminde bulunmuştur. Malen kayıtlı senetten dolayı davalı savunmasında bu senedin mal karşılığı alındığını savunmuş, rapora itirazındaki 31.03.2014 havale tarihli beyanında da ödenmeyen çekler karşılığında ve cari hesaptan kalan alacak nedeniyle bu senedin alındığını savunmuştur. Davalı taraf bu beyanında önceki satış ilişkisine istinaden cari hesaptan ve ödenmeyen çeklerden dolayı vadenin uzatılarak bu senedin alındığını söylemekle talil etmiş sayılmaz. Mahkemece, davalının bonodaki ihdas nedenini talil ettiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Somut olayda ispat yükünün davacıda olduğunun kabul edilerek, davacının bu yöndeki delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.