Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15881 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18325 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davaya konu alacağın önce fona devredilen daha sonra da müvekkiline temlik edilen ... T.A.Ş. ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerine davalının kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, alacak daha fazla olmasına rağmen fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacaklara yönelik talep hakkı saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, borç için alacaklı ... T.A.Ş. lehine iki adet taşınmazın ipotek olarak verildiğini, bu hususun davacı ihtarnamesinde de belirtildiğini, 50.000,00 TL bedelli ipoteğin ve bu ipotekle ilgili icra takibinin protokol gereği .... tarafından alacaklıdan devralınarak dava konusu borcun kapatıldığını savunarak, davanın reddini istemi??tir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, takip tarihi itibariyle davacının alacağının sabit olduğu, davalı ile Toprakbank arasında yapılan protokolün takibe konu alacakla ilgisinin bulunmadığı, davalı ile ... T.A.Ş. arasında yapılan protokolde ise yazılı şartların yerine getirilmesi halinde borcun 1.050.000 USD olarak belirlendiği, ödeme planının tespit edildiği, davalının iddia ettiği taşınmazlarla ilgili satış bedeli ne olursa olsun mahsup edilecek borç miktarının toplam 460.000 USD tahsilata karşılık geleceğinin ve bu bedelin kredi borcundan mahsup edileceğinin hükme bağlandığı, bakiye 590.00 USD alacak için taksit yapılmasının kabul ve taahhüt edildiği, ödemelerden herhangi birinin yapılmaması halinde protokolün hükümsüz kalacağının hükme bağlandığı, davalı tarafça belirtilen ödeme planına uygun ödeme yapıldığı konusunda bir belge sunulamadığı gibi banka kayıtlarında da böyle bir ödemenin mevcut olmadığı, bu protokole göre borcun sona erdiğinden bahsedilemeyeceği, taraflar arasındaki sözleşmeye göre temerrüt faiz oranının % 217,60 olarak hesaplandığı, davacı tarafça takipte 100.000,00 TL talep edildiği gerekçesiyle itirazın iptaline, 100.000,00 TL üzerinden 47.516,43 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 217,60 oranında temerrüt faizi işletilerek takibin devamına ve % 20 tazminat tutarı olan 20.000 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bentler dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2- Dava konusu borcun .... döneminden kaldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Dosyada diğer temlikler bulunduğu halde ... ile ... arasındaki temlik sözleşmesine rastlanılamadığından öncelikle bu noksanlığın giderilmesi gerekmektedir. 3- Öte yandan davalı vekili, dava konusu borçla ilgili olarak 2 ayrı ipotek tesis edildiğini, asıl borçluyla .... arasında düzenlenen 26.03.1997 tarihli protokol gereğince bu ipoteklerden 50.000 TL limitli olanının .... devrinin kararlaştırıldığını, diğer ipotekli taşınmazın ise icra kanalıyla 12.500 TL bedelle satıldığını ve böylece ipotekli taşınmazlardan elde edilen gelirlerle borcun kapandığını savunmuştur. Her ne kadar bilirkişi raporunda bu ipoteklerle ilgili icra takip dosyaları bulunamadığından değerlendirme yapılamadığı belirtilmiş ise de ipotekli taşınmazların kayıtlı olduğu tapu sicil müdürlüklerinden araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle bu yöndeki savunmanın değerlendirilmesi olanağı bulunduğundan mahkemece bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması diğer bir bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.