Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1585 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16999 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Söke 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/10/2012NUMARASI : 2010/563-2012/422Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile akdetmiş olduğu 27/07/2009 tarihli sözleşme ile davalı tarafa ait su fabrikasında üretilmekte olan Priene isimli kaynak suyunun damacanalarda satışı ve dağıtımını sağlamak amacıyla distribütörü olduğunu ve 10 adet bayisi olduğunu, ancak bir süre sonra suyun tat ve kokusuna dair müşterilerinden şikayetler geldiğini, damacanaları satamadıklarını, davalının bastırdığı broşürlerdeki su ile ilgili bilgilerin de yanlış olduğu tespit edilerek müşterilerine karşı zor durumda kaldıklarını, müvekkilinin yaptığı sözleşmelerin feshedildiğini, müvekkilinin 05/04/2010 tarihinde davalıya fesih ihtarı gönderdiğini, müvekkilinin sözleşmenin feshi nedeniyle damacana bedeli, tanıtım masrafı, reklam harcaması, nakliye masrafı ve satılamayan sular nedeniyle toplamda 39.700-TL zarar ettiğini, İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespitte davalının suyunun insan sağlığına uygun olmadığının belirlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000-TL' nin 14/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının tamamen gerçekdışı iddia ve ithamlarının borçlarından ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle ödenmesi gereken sözleşmedeki cezai şarttan kurtulabilmek için hazırladığı kurgu olduğunu, beş adet damacanada yapılan inceleme sonucu alınan rapora dayanarak bu davayı açtığını, sözleşmenin 14.maddesi gereğince 30.000 ABD doları tazminatın, 10.000 damacana bedelsiz alınan su bedelinin ve 1.700-TL su borcunun ödenmesi için yasal işlem yapılacağının bildirilmesi üzerine davacının bu şekilde bir yola tevessül ettiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, mahkemece tespit yaptırılan hususlarla ilgili açık ayıp hükümlerinin uygulanacağı, yine tat ve koku bakımından ayıplı olduğu ileri sürülen mallar bakımından ise gizli ayıp hükümlerinin uygulanacağı, davacı tarafça zamanında açık ayıpla ilgili gerekli muayene ve (ayrıca insani tüketim amaçlı sular hakkında yönetmelik ve kaynak suların tabii olduğu yönetmelik gereğince satılan içme sularının satılması üçer aylık periyodlarda denetleneceği) ihbar külfetinin yerine getirilmediği, böylece davacı(alıcı) tarafça ayıplı malların kabul edilmiş sayılacağı, davacının tat ve koku ile ilgili şikayetler gelmesine karşın basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve ilgili kurumlara analizleri zamanında yaptırmadığı, bu nedenle BK'nın 96. maddesi kapsamında tazminat yükümlülüğü doğmayacağı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında su bayiliği ilişkisi bulunmakta olup, davacı, davalı sağlayıcının sözleşmeye uygun mal vermediğini, gönderilen sularda yabancı maddeler bulunduğunu tespit ettirdiğini, bu nedenle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini ileri sürerek bundan dolayı zararının tazminini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın çözümünde, feshin haklı olup olmadığı ve bunun sonucunda davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa bundan dolayı davalının sorumlu olup olmadığı hususları üzerinde durulup tartışılması gerekirken, mahkemece somut olay bakımından uyuşmazlığın nitelendirmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine. 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.