Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15823 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11979 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, mülkiyeti müvekkiline ait taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun davalı yana satışı konusunda yanlar arasında anlaşmaya varıldığını, bu bağlamda davalı yanca müvekkilinin dava dışı ...’ne olan 110.000 TL borcun ödendiğini, bu ödemenin müvekkilinin kabulünde olduğunu, bunun dışında müvekkiline başkaca bir ödeme yapılmadığını, bu yüzden tapu devrinin gerçekleşmediğini, ancak davalı yanca banka kanalı ile müvekkiline tapu karşılığı ödendiği belirtilen 40.000 TL tutarında havale belgesine dayanıldığını, anılan havalenin dava dışı ...hesabına gönderildiğini, anılan dava dışı şirketin akaryakıt istasyonunda kiracı olduğunu, müvekkilinin de şirketin yetkilisi veya ortağı olmadığını, bu havale bedelinin de müvekkiline verilmediğini, buna rağmen davalı yanca müvekkili hakkında 150.000,00 TL asıl alacak ve 3.042,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 153.042,74 TL’nin tahsili için icra takibine girişildiğini, takip öncesinde temerrüdün de oluşmadığını ileri sürerek icra takibinde talep edilen asıl alacağın 40.000 TL’lik kısmından ve icra takibi öncesi istenen işlemiş faizden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya ait akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmazın %51 hissesinin 150.000 TL bedelle müvekkiline satımı konusunda yanlar arasında anlaşma sağlandığını, buna göre davacının icra takibinden dolayı 110.000 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte dava dışı...’ne olan borcunun 150.000 TL lik kısmının müvekkilince kapatıldığını, ancak tapuda devrin yapılmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, 18/03/2014 Tarih 2012/163 Esas, 2014/105 Sayılı Karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19/11/2014 Tarih, 2014/12436 Esas, 2014/16560 Sayılı ilamında belirtilen "Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı, icra takibinde istenen asıl alacağın 40.000 TL lik kısmından ve işlemiş faizden dolayı borçlu olunmadığının tespitini istemiş, bu miktar üzerinden de harç yatırmasına rağmen, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının icra takibinde istenen alacağın tamamından borçlu olmadığının tespiti şeklinde hüküm kurulmuş olması talep aşımı olup (HUMK 74) HMK’nun 26. maddesindeki talebe bağlılık ilkesine aykırılık teşkil edeceğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Öte yandan İİK.nun 72/5.maddesi gereğince dava borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talep halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. Mahkemece davacı borçlunun %40 tazminat talebi yönünden anılan madde hükmündeki koşulların somut olayda bulunup bulunmadığı tartışılmadan alacağın likit olduğu gerekçesiyle davacı lehine tazminata hükmedilmiş olması isabetsiz olup hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir." şeklindeki gerekçelerle hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; icra takibine konu 40.000,00 TL'lik para havalesi ile davacının herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, davalı yanca dava dışı ...'a yapılan bir ödeme mahiyetinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davacının icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 40.000 TL’nin %20'si oranında kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararının son paragrafında "Öte yandan İİK.nun 72/5.maddesi gereğince dava borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talep halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. Mahkemece davacı borçlunun %40 tazminat talebi yönünden anılan madde hükmündeki koşulların somut olayda bulunup bulunmadığı tartışılmadan alacağın likit olduğu gerekçesiyle davacı lehine tazminata hükmedilmiş olması isabetsiz olup hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir." denilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde belirtilen bu bozma nedeniyle ilgili olarak hehangi bir tartışma yapılmadan ve hiçbir gerekçeye yer verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. ...nın 141/3 maddesi ve 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesi uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Dolayısıyla kötü niyet tazminatı yönünden bozmaya rağmen herhangi bir gerekçe oluşturulmadan yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının Reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.