Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15780 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10215 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.Sıf.) Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine hesap kat edilerek keşide edilen ihtarnamenin borçlulara gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan... İcra Müdürlüğü'nün 2008/2321 sayılı icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı ... davaya cevap vermemiştir.Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile asıl dava davalısı ... arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin davalılar ... ve ... tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan ... İcra Müdürlüğü'nün 2007/7915 sayılı icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu belirterek itirazların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı ..., 2005 yılında ödeme yaptığını, ancak ödemenin davalı ... adına gösterildiğini belirtmiştir.Birleşen davada ... davaya cevap vermemiştir.Mahkemece toplanan delillere göre; davalıların davacıya olan borçlarının ödenerek kapatıldığı, davacı bankanın davalılardan alacağının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Birleşen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından mahkemece asıl ve birleşen dava yönünden HMK'nun 297.maddesi hükmüne uygun biçimde ayrı ayrı hüküm tesisi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin infazda tereddüt yaratacak şekilde tek hüküm kurulması doğru görülmediği gibi; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki harç istisnasının, yurt dışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olmak üzere uygulanmakta olduğu,bu nedenle davacı bankanın harçtan muaf olmadığı gözetilmeden kararda harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Kabule göre ise, mahkemece banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişiye önceki raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde inceleme yaptırılıp davalıların davacı bankaya borçlu olup olmadıklarının tespiti gerekirken, ödeme belgeleri ve banka ekstreleri üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen 11/05/2012 havale tarihli bilirkişi raporuna üstünlük tanınması ve bu rapora dayanılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dava davacısı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.